66 Yozğatın Tarihi Yerleri
Yozgatın Tarihi Yerleri
Kerkenez Harabeleri (Keykavus Kalesi):
Hattuşaş dan sonra Hititlerin en büyük kentidir. Sorgun ilçesi Şahmuratlı köyü sınırları içerisinde bulunan Kerkenez Harabeleri Şahmuratlı köyüne 5 km. mesafededir. Harabeler çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Harabeleri çepeçevre saran sur kalıntıları yerinde durmaktadır.
Behramşah(Muşali)kalesi
Yozgat ili Akdağmadeni ilçesi, Çalışkan (Muşallim) Köyü’nün kuzeydoğusunda, tepe üzerinde bulunan bu kaleyi Gıyaseddin Keykavus zamanında (1237–1246) Emir Necmeddin Behram Şah-ı Candar yaptırmıştır. Kalenin kitabesi günümüze gelememekle beraber tarihi kaynaklardan XIII. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı öğrenilmektedir.
Kale günümüze oldukça harap bir durumda gelmiştir. Moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Duvarlarda moloz taş üzerine dıştan kesme taş kaplanmıştır. İçeride ise taş kaplamalar tuğla duvar örgülerinde olduğu gibi çaprazlama örülmüştür. Böylece zikzak bir duvar örgüsü ortaya çıkmıştır.
Kalenin batı ve güney duvarları ayakta olup, doğu kısmı sarp kayalıklara yöneliktir. Kalenin batı ve kuzey duvarlarında uzun, dikdörtgen planlı üç küçük burç bulunmaktadır. Giriş kapısının yeri kesinlik kazanamamakla beraber kuzey yönündeki büyük bir açıklığın giriş kapısı olduğu sanılmaktadır.
Büyüknefes (Tavium):
Galatların bir kolu olan Trokmiler tarafından kurulup, başkent olarak kullanılan Büyüknefes Yozgat-Haydarbeyli yolu üzerindedir. Aslan heykeli sütunlar, sert taşlar üzerine işlenen yüzük taşları, yontulmuş taş üzerinde kuş figürleri, yol kalıntıları, mezarlıklar, havuzlar, Gündoğdu yakınında bir yeraltı şehrinin varlığına hükmettiren geniş meydan ve yollar bu köyün tarihi zenginliğinin büyük işaretleridir
Çeşka Yeraltı Şehri:
Merkez İlçeye 3 km. mesafede ve kuzeydoğusunda yüksekçe bir tepeye kurulmuş yeraltı şehrinin üç ayrı girişi vardır. Güney kısmında iki kat halinde halinde üç odalı bir mekan vardır. Bu mekanın batı kısmındaki odanın üstünde bacası vardır. Kuzeydeki odanın tabanında kısmen dolmuş iki ayrı beşik kemerli galeri girişi vardır. Yıkıntılar arasında ve alt eteklerde monokrom perdaleli ve perdalesiz Roma,Bizans Seramik parçaları mevcuttur
Alişar Höyüğü:
Yozgat?ın 45 km. güneydoğusunda, Yozgat - Sarıkaya İlçesi anayolu üzerinde bulunan höyük 520 m. uzunluğunda,950 m. genişliğinde bir üst görüntü vermektedir. Alişar?ın yerleşimi kalkolitik denilen ve ana toprak üzerinde kurulan bir köy kültürüdür. Yapılan kazılarda küplere, taş ve ağaç sandıklara gömülmüş iskeletler, çanak çömlek, süslü mühürler, iyi işlenmiş taş ve kemikler, insan ve hayvan figürleri bulunmuştur
Çadır Höyük
Çadır Höyük,Yozgat İl sınırları içindeki Alişar Höyüğü'nün 13 km. kuzeybatısında, Sorgun İlçesi'nin güneydoğusunda Kanak Suyu Ovası'nda,[2] Peyniryemez Köyü içinde yer alan bir höyüktür. Tepe, 240 x 140 metre boyutlarında olup yüksekliği ova seviyesinden 32 metredir. Kuzey kesiminde 200 metrelik bir terası vardır ve yerleşme zaman içinde bu yöne kaymıştır. Yerleşmenin, kabaca MÖ 5200 yılına dayanan bir geçmişi olduğu belirlenmiştir. Höyüğün asıl yerleşim gördüğü dönem MÖ 2. binyıldır.
Çadır Höyük'ün, bir Hitit yerleşimi olan Zippalanda olduğu kazı başkanı Ronald Gorny tarafından ileri sürülmektedir. Zippalanda, Hitit Fırtına Tanrısı Tarhun ile ilişkili bir kült merkeziydi. Yakınlardaki Çaltepe Dağı'nın da Hitit kayıtlarında "Zippalanda'nın Fırtına Tanrısı'nın Sevgili Dağı" olarak da geçen Daha Dağı olduğu yönünde bazı kanıtlar olduğu belirtilmektedir. Kazılarda ele geçen bronz bir tablette Zippalanda'nın Hattuşa ve Arinna ile birlikte önemli Hitit kült merkezlerinden biri olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla kent ve dağın, ilkbahar ve sonbaharda düzenlenen ve Hitit Kralı'nın katıldığı festivallerde evsahipliği yaptığı düşünülmektedir.
Mercimek Tepe
Yozgat merkez ilçe Esentepe Mevkiinde bulunan Höyük üzerinde 1986-1991 yılları arasında aralıklarla Yozgat Müze Müdürlüğünce kurtarma kazıları yapılmış ve bu kazılar sonucunda Höyükte M.Ö 3000-2000 yıllarına tarihlenen Eski Tunç Çağı eserleri veren tabakalarda çalışılmıştır. Ele geçen eserler arasında pişmiş topraktan yapılmış mutfak, yiyecek-içeçek eşyaları, kadın süs eşyaları, ağırşak ve küp mezarlar çıkarılmıştır.
Çapanoğlu Camii
1779 yılında Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır. Saat kulesi ile birlikte Yozgat'ın sembolü durumundadır. Yapı kubbeyle örtülü 3 bölmeli, son cemaat yeri ile tek kubbeli ana mekandan oluşmaktadır. 1794 yılında Süleyman Bey bunun önüne benzer planda ikinci bir mekan ekletmiştir. Daha sonra en dışa geniş bir giriş revağı eklenmiştir. Arka arkaya dizilmiş bu yapılar yakın zamana değin Geç Dönem Osmanlı resim sanatının özgün örnekleriyle bezenliyken yapılan onarımlarla resimlerin çoğu yok olmuş yada değişmiştir. Ana mekanda mahvildekiler dışında büyük ölçüde özgünlüğünü yitirmiş, mahvilin ikinci katında yan kubbelerde yeşil, al, mavi ve sarının kullanıldığı çeşitli çiçek, yaprak ve meyve resimleri yer alır.
Saat Kulesi
1908 yılında Şakir Usta tarafından yapılmıştır. Şehrin orta yerinde kurulmuş, kare prizma şeklinde uzun bir kuledir. Enine silmelerle altı kata bölünen kulenin üst kısmı şerefe gibi bir terasla çevrilidir. En üst kısımda çan şeklinde bir külah vardır. Saat çanı 250 kilogram ağırlığında olup, her yarım ve tam saatte isabetli olarak vurur. Kuleye çıkış kuzeyden, yuvarlak kemerli kapıdan olur. Şerefeli kısmın altında 3 kat aşağı doğru, her katta küçük yuvarlak kemerli bir pencere bulunur.
Başçavuş Camii
1800-1801 yıllarında Çapanoğlu Süleyman Bey'in Başçavuşu Halil Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin iç mekanı kare planlıdır. Kırma çatılı, taş ve tuğla karışımı kargir bir yapı olan caminin kuzeybatısına yapışık yuvarlak gövdeli minaresi ile büyük bir avlusu vardır. Batı tarafı hazire olarak kullanılmıştır. Caminin mihrabı tezniyatsız olup mihrabın üzerinde aynı seviyede devam eden ağaçtan oyma stilize dal ve çiçek motifleri yer alır. Güney cephede ve tavana yakın yerlerde sivri nal kemerli alçı işleri ve renkli camlarla bezeli pencereler mevcuttur. Tavan örneği çok nadir görülen çıkma rozet, stilize edilmiş nebatad ve kafes motiflerinden oluşan göbek motifleri, ahşap oymadan ibaret bir süslemeyle bezelidir. Duvarlar gül ve diğer çiçek motifleriyle süslüdür.
Kayyumzade Demirci Ali Efendi Camii
1804 yılında Cevheri Ali Efendi tarafından yaptırıldığı yazıtından anlaşılmaktadır. Kırma çatılı son cemaat yeri olan haremin birleştiği kuzeydoğu köşesinde, çokgen minaresi olan, geniş avlu içinde kurulmuş yapıya kuzeydeki tek kapıdan girilir. Avlunun doğu iç duvarında iki ağaç direk üzerine oturan ufak bir revaklı kısmı vardır. Bu bölümün güneyine bir medrese yapılmış ve uzun süre bu amaçla kullanılmıştır. Caminin mahvil galerinde ahşap oyma bitkisel ve geometrik motifler, kemerlerde ise barok tarzda kalem işleri vardır. Kare biçimli tavan göbeği geometrik motiflerle bezelidir.
Cevheri Ali Efendi Camii
Yazıtına göre 1788 yılında Çapanoğulları döneminde Cevheri (Cevahir) Ali Efendi tarafından Hacı Mehmet Ağa adına yaptırılmıştır. Cami kareye yakın dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş, düz ahşap tavanlıdır. Yapıyı çevreleyen sarı kesme taştan yapılmış avlu duvarı vardır. Caminin kuzeydoğusunda yapışık, kare kaide üzerine oturan armudi iri topuklu, çokgen gövdeli, beyaz kesme taştan yapılmış minaresi, kemerli profillerle genişleyen şerefe ve kurşun kaplamalı külahı ilgi çekicidir. Mahfilin orta kısmı balkon gibi güneye doğru çıkıntı yapar. Revaklı bölümün içinde bir lahit yer alır.
Kızıltepe Köyü Camii
Yazıtına göre 1816-1817 tarihinde Halil Ağa'nın karısı Ayşe Hanım tarafından yaptırılmıştır.
Osmanpaşa Türbesi
Merkez ilçe Osmanpaşa kasabasındadır. Camiye bitişik, kubbeli, kubik, moloz taş yapıdadır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte yapı içindeki sandukadan 1240'tan sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Türbeye güneydeki yuvarlak çift kuralı büyük bir kapıdan girilir. Yapı içerisinde 4 sanduka vardır. En eski sanduka Emir Sultan Şeref'ud din İsmail bin Muhammed'e aittir. Yapı içinde ve dışında hiçbir süsleme yoktur.
Ali Çelebi Türbesi (Akdağmadeni)
Yozgat ili Akdağmadeni ilçesi, Çalışkan Köyü’ndeki bu türbe içerisinde gömülü olan Ali Çelebi’nin kimliği hakkında bir bilgiye rastlanmamıştır. Yapı üslubundan XV. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Kesme taştan baldaken tarzında bir türbe olup, kare planlıdır. L şeklindeki ayaklar arasında bulunan sivri kemerler küçük bir kubbeyi taşımaktadır. Türbe içerisinde kırık bir mezar taşı bulunmaktadır.
Mahmut Çelebi Türbesi (Akdağmadeni)
Yozgat ili Akdağmadeni ilçesi, Çalışkan Köyü’ndeki bu türbe Ali Çelebi Türbesi’nin yanındadır. Türbe içerisindeki mezar taşlarından öğrenildiğine göre, h.882 (1477) yılında yapılmıştır. Bu türbe Muşallim’in torunu Ali Çelebi’nin oğlu Mahmut Çelebi’ye aittir.
Harap bir durumda olan türbe kare planlı olup, moloz taştan ve devşirme taşlardan yapılmıştır. Günümüze gelebilen kalıntılardan türbenin kuzey yönünün kapatıldığı ve diğer yönlere de sivri kemerlerle açıldığı anlaşılmaktadır. Türbe içindeki kırık mezar taşı üzerinde Kuran’ın 112. Suresi yazılıdır.
Şah Sultan Hatun Türbesi (Çandır)
Yozgat ili Çandır ilçesinde bulunan bu türbe Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle Bey’in oğlu Şahruh Bey’in karısı ve Şehsuvar Bey’in kızı Şah Sultan Hatun’a aittir. Türbe içerisindeki lahitte yazılı h.905 (1499–1500) tarihli kitabeden türbenin 1499–1500 yılları arasında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Türbe oldukça düzgün kırmızı kesme taştan yapılmış, duvar örgüsünde yer yer üç sıra beyaz kesme taşa da yer verilmiştir. Türbenin önünde bir de eyvan kısmı bulunmaktadır. Buna göre türbe eyvan ve türbe bölümü olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Türbe kısmı kare kaide üzerine sekizgen gövdeli olup, üzeri içten kubbe dıştan sivri bir külah ile örtülüdür. Doğu yönündeki eyvan içten sivri beşik tonozlu, dıştan da kırma çatılıdır.
Eyvan türbeden daha alçaktır. Eyvan kısmından lahit odasına dörder basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Türbenin mumyalık kısmı kare planlı olup, üzeri aynalı bir tonozla örtülüdür. İki mazgal pencere ile aydınlanan mumyalığın içerisindeki mezarlar günümüze gelememiştir.
Çerkes Bey Türbesi (Çayıralan)
Yozgat ili Çayıralan ilçesinde bulunan bu türbe Bozok’ta 1542 yılında tımar sahibi, 1557–1558 yılında Kırşehir Sancak Beyi olan Çerkes Bey’e aittir. Kaynaklardan XVI. yüzyılın ikinci yarısında bugünkü Çayıralan’ın Çerkes Bey’in çiftliği olduğu öğrenilmektedir.
Kümbetli Cami ismi ile tanınan caminin güneydoğusunda ve aynı avlu içerisinde bulunan türbe, kare kaide üzerine sekizgen planlı içten kubbeli, dıştan sivri külahlı bir yapıdır. Bu türbenin önündeki eyvanı ile Şah Sultan Hatun Türbesi’ne benzerlik göstermektedir. Eyvanın doğu duvarında bulunan kitabeye göre türbe h.996 (1587–1588) yılında yapılmıştır.
Türbenin ön kısmı eyvana tamamen açıktır. Lahdin bulunduğu oda dıştan sivri kemer silmeli üç dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Buradan mezar odasına dört basamaklı bir merdivenle inilmektedir. Kare planlı esas mezar odasının üzeri aynalı tonoz örtülüdür ve üç mazgal pencere ile aydınlatılmıştır.
Görpeli Türbesi
Merkez ilçenin Görpeli köyündedir. Türbenin yanında bir çeşme mahzeni bulunmaktadır.
Karabıyık Köprüsü
Yozgat-Şefaatli köyünün 38. kilometresinde Kanak Suyu üzerinde kurulmuştur. Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır seferine giderken (1516) yaptırılmıştır. Ayaklar üzerinde oturan üç sivri kemerli, iki alçak mahmuzlu, 60 santimetre yüksekliğindeki korkuluk duvarı ile uçlarda ve ortada baba taşları olan, beyaz kesme taştan yapılmış bir köprüdür. 54 metre boyunda, 4.5 metre eninde olan köprünün ortasına doğru bir harpuşluk fark edilir.
ÇinçinliSultan Hanı
Yozgat ili Saraykent ilçe merkezinin 16 km. kuzeyinde, Zile yolu üzerinde bulunan bu hanın kitabesi günümüze gelemediğinden kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Bu konu üzerinde araştırma yapan K.Erdmann, F.Sümer, M.Kaya Özergin’e göre bu han büyük olasılıkla Valide Sultan Melike Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır. İl merkezindeki Karamağara Camisi’nin minare kaidesinde bulunan kitabenin bu hana ait olduğu sanılmaktadır. Buna göre han h.637 (1239–1240) yılında yapılmıştır.
Han kesme ve moloz taştan kuzey-doğu yönünde dikdörtgen planlı açık ve kapalı kısımlardan meydana gelmiştir. Kapalı kısmın arka ve yan duvarlarının büyük bir kısmı günümüze gelebilmiştir. Üst örtüsü yıkılmış olup, üst örtünün dayandığı mekânlardan da hiçbir iz günümüze gelememiştir. Hamamın üst örtüsü hakkında yeterli bir bilgi edinilememiştir. Aynı dönemde yapılan hanlar dikkate alındığında üzerinin içerideki payandaların taşıdığı beşik tonozlarla örtülü olduğu sanılmaktadır.
Kurt Erdmann, mevcut izlere dayanarak hanın bir planını çıkarmıştır. Buna göre, 23.00x27.00 ölçüsünde kare bir mekân olup, içerisi her sırada dörder tane olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Hanın avlu kısmı bu mekâna göre dışarıya taşkındır. Avludan bazı temel kalıntıları dışında hiçbir iz günümüze gelememiştir. Bununla beraber avlunun her iki yanında birbirine eş dörder kapalı oda olduğu sanılmaktadır.
Han günümüze çok harap durumda gelebilmiştir.
AKDAĞMADENİ KİLİSESİ
İlimiz Akdağmadeni ilçesi Tahmaz Mahallesi´nde bulunan kilisenin 1862 tarihinde yapıldığı kitabeden anlaşılmaktadır. Ön cephesi kesme taş, diğer cepheleri kesme mermer taşlardan yapılmış olan kilisenin, ön kısmında yuvarlak kemerli giriş boşluğu bulunmaktadır. Kemerler ortada iki adet yuvarlak, yanlarda ise iki adet köşeli taşlarla birbirine bağlanmıştır. Giriş kapısı yuvarlak kemer süslemeli ve kapı üzerinde çerçeve içerisinde 11, çerçeve altında da 2 adet Grekçe kitabe mevcuttur. Kilisenin iç kısmı dikdörtgen planlı olup, tabanı taş döşelidir. Kilisenin içerisinde kiliseyi doğu - batı doğrultusunda üç eşit parçaya bölen sekiz adet yuvarlak sütun bulunmaktadır. Sütunlar birbirlerine yuvarlak kemer ve ağaç hatıllarla bağlanmıştır. Kilisenin iç kısmındaki sıva üzerinde yer yer renkli hac ve geometrik süslemeler gözükmektedir.