58 Sivasın Tarihi Ve Turistik Yerleri

 

 

MEDRESELER:

Gök Medrese: Batı yönünde giriş kapısının yer aldığı ana portal üzerindeki kitabesinden anlaşıldığına göre 1271 yılında Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Taç kapısının yan sütunca başlıkları üzerinde karşılıklı olarak yazılı imzaya göre Gök medresenin mimarı Konyalı Kaluyan'dır. Gök Medrese açık avlulu dört eyvan şemasının uygulandığı iki katlı olduğu iddia edilen bir medresedir. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıda mermer malzeme nedeniyle ışık gölge sistemi genel görünümünü etkilemektedir.

         

Ayrıca sırlı tuğla ve mavi çini işçilikli tuğla örgülü minarelerde taç kapıya daha da önem kazandırmaktadır. Cephenin solunda üç dilimli kemeri, iki satırlık kitabesi ve üç yönü dolaşan geometrik bordürüyle çeşmesi cepheyi daha hareketlendirmiştir. Bu hareketliliği sağ ve sol tarafta bezemeli pencereler ve bekitme kuleler tamamlamaktadır.

Medrese taç kapının üst iki köşesinde iç içe girmiş hayvan başları doldurmaktadır. Koç, domuz, aslan, yılan, ejder başlarının tanındığı bu kompozisyonda burç işaretlerinin kast edildiği iddia edilmektedir. Türklerin on iki hayvanlı takvimlerinde de bu hayvanların bir kısmı mevcuttur. Türk takviminin hayvanları da şunlardır; Fare, sığır, pars, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuzdur.

 

Minare kaidelerinden aşağı doğru inen mermer yüzeyde büyük boyutlarda geometrik, yazı ve bitkisel motifler simetrik durumda ve plastik görünümünde yapılmıştır. Medreseye girişte sağda mescidi bulunmaktadır. Ahşap minberi sonradan yapılmıştır. Mihrabın büyük bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. çini ile kaplı olup üzerinde Ayet-el Kürsi yazılıdır.

 

üçgenler ile kubbeye geçişin sağlandığı mescidin kubbesi ve etekleri de çini tezyinatlıdır. Girişin solundaki kare planlı kubbeli oda ise Dar-ül Hadis bölümüdür. ıç duvarları sıvanmıştır. üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında bir havuzu olması gerekir. Bugün yapının içinde bu havuzun mermer taşları hala durmaktadır.  Anadolu’da bilinen en büyük Selçuklu havuzudur. 22 köşeli poligonil bir plana sahiptir. Avlunun kuzey ve güneyinde altı sütun üzerine inşa edilmiş bir revak kısmı bulunmaktadır. Bu revakların gerisinde küçük kapılardan hücrelere girilir. Doğu yönündeki ana eyvanı yıkılmış yerine mevcut taş ve kitabelerle bir duvar örülmüştür. Kuzey ve güneydeki yan eyvanların içi çini tezyinatla süslüdür.

 

Sifaiye Medresesi:Taç kapısı üzerinde yer alan kitabesinde Selçuklu Sultanı I. ızzettin Keykavus tarafından 1217 M. yılında inşa ettirildiği yazmaktadır. Anadolu'daki Selçuklu tıp sitelerinin ve hastanelerin en büyük boyutlusudur.

 

Hastane 48x68 m. ölçülerinde olup üzeri açık, iç avlusu 22x32 m. ölçülerindedir. 1768 yılında çıkarılan bir fermanla medreseye çevrilmiş, I. Dünya Savaşı esnasında levazım ambarı olarak kullanılmıştır.

 

Genç yaşta hastalanan ızzettin Kevkavus vasiyeti üzerine çok sevdiği Sivas'a yaptırdığı şifaiye'deki türbeye getirilerek 1220 yılında defnedilmiştir.

               

I. Izzettin Keykavus; bilgin, iyi huylu, şair bir insandı. Genç yaşta hastalanması sebebiyle tıbba ve hekimlere çok önem vermiştir. Babası III. Gıyasettin Keyhüsrev, hocası Mecdeddin Ishak, halası Gevher Nesibe, karısı Mengücekli Behram şah'ın kızı Selçuk Hatundur.

 

Binada taş ve tuğla malzeme karışık olarak kullanılmıştır. Selçuklu yapılarında olduğu gibi taç kapısı süslemelerine önem verilmiştir. Dışarı doğru taşıntılı taç kapı alınlığının sağında ve solunda aslan ve boğa kabartmaları yapılmıştır. Taç kapı da; pencere bordürlerinde, ana eyvan cephesinde Rumi tezyinata önem verilmiştir. Dikkatle incelendiğinde stilize çift başlı kartal ve kuş motifleri olduğu ortaya çıkar. Ana eyvanın sağında ay sembolünün içinde örgülü saçları olan bir hanım başı ve çevresinde kelime-i şahadet yazılıdır. Ana eyvanın solunda ise; bir güneş sembolü ve ortada bir erkek başı figürü yer almaktadır. Bugün bu figürler tanınmayacak haldedir. Gerek taç kapı cephesi, gerek pencereler, gerekse ana eyvan cephesi iç içe geçmiş yıldız biçiminde zarif motiflerle kaplıdır. Darüşşifa'nın güney eyvanı I. ızzettin Keykavus'a türbe olarak ayrılmış ve inşa edilmiştir. Türbe kare bir plana sahip olup ongen tuğla örgülü bir kasnağa sahip kubbe ile örtülü ve sivri külahlıdır. 1220 yılında vefat eden I. ızzettin Keykavus'un sandukasından başka, hanedanına mensup on iki mezar sandukası daha yer almaktadır. Türbe cephesi, Selçuklu sanatının zengin çini süslemelerine sahiptir. Süslemede geometrik geçmeler, yıldızlar, kufi yazılar, mavi, lacivert, firuze ve beyaz renkleri ile şifa hanenin en önemli bölümünü oluşturmaktadır.

 

Bu çini süslemeyi yapanın Ahmed Bekirül Marendi olduğu sağ pencere üzerindeki alınlıkta yazılıdır. üstteki büyük çini kabartma kitabede; "Biz geniş saraylardan dar kabirlere çıkarıldık. Malın mülkün bana fayda vermedi, saltanatım mahvoldu." Fani dünyadan ahrete yolculuk günü 617 şevvalin dördü anlamına gelen bir yazı kuşağı yer almaktadır.

 

1220 tarihli en eski vakfiyeye de sahip olan ve dönemin tıp öğrenimi yapılması yanında hastane olarak hizmet veren şifaiye Medresesi Selçuklu döneminin şaheserlerinden birisidir.

 

Buruciye Medresesi: 1271 M. yılında Anadolu Selçuklu Sultanlarından III. Gıyasettin Keyhüsrev zamanında Hibetullah Burucerdioğlu Muzaffer Bey tarafından yaptırılmıştır. ılmiye çalışmaları için medrese olarak yaptırılmış ve devrin pozitif ilimlerinin okutulduğu bina olarak uzun yıllar kullanılmıştır. Sarımtırak renkli taşların oyma olarak yapılan giriş kapısı ve avlu karşısındaki iç cephe, devrin Selçuklu taş oymacılığının en güzel örneklerindendir.

                         

Yapı kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri açık avlu etrafındaki sütunlu revaklar ve bunların gerisinde bulunan hücrelerden oluşmaktadır.  Giriş kapısının sol yanında mavi ve siyah çinilerle süslü türbe hücrede medrese binasını yaptıran Burucerdioğlu Muzaffer Beyin ve çocuklarının mezarları bulunmaktadır. Vakfiyesinden binada bir de kütüphane bulunduğu anlaşılmaktadır.

 

Mukarnas kavsaralı bir nişin belirlediği taç kapıda dışa taşıntılı rozetler dikkati çekmektedir. Cephenin her iki köşesindeki demet payelerden oluşan köşe kuleleri yazı kuşağı ve pencereler cepheyi zenginleştirmektedir. Taş işletmeciliğinde ağırlığın taç kapıda yer aldığı görülür. yıldız, rumi ve geometrik motifler yüzeysel ancak bir dantel gibi işlenmiştir.

 

 

CAMİLER ve KİLİSELER:

Ulu Camii: Sultan Alaaddin tarafından Vakfedilen Camii bir Danışmentler mimarisidir. Bina kesme taştan, minaresi tuğladan yapılmıştır. Bina normal olarak 3-4 metre çukurda ve 58 x 35 m. ebatlarındadır. Minarenin kapısı Camii içine açılmaktadır. Minarenin kaidesinde ve gövdesinde boydan boya hasar (Yıldırım Çarpması) mevcuttur. Caminin tavanı ahşap kirişlemeye benzetilen betonarme döşeme ile kaplıdır. Üzeri çatı ve bakır kaplamadır. Caminin durumu iyi olup, zaman geçirilmeden minaresinin onarılması gerekmektedir.İç Anadolunun en büyük camilerindendir. Minaresi kendi eksenine göre 25 derece eğik durumdadır.

Meydan Camisi: Sivas Merkez Atatürk Caddesinde bulunan Camii 1564 yılında Kanuni Süleyman’ın vezirlerinden Sivas’ lı Koca Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. 19x27.5 metre boyutlarında kesme taştan yapılan binanın üzeri çift meyilli ahşap çatı ile örtülmüştür. Sonradan ahşap olarak eklenen son cemaat mahalli 1998 – 1999 yıllarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından camiye uygunluk sağlanarak kesme taştan yapılmış, camii de restore edilmiştir. Minaresi tek şerefeli olup, tuğladandır.

 

 

 

Kale Camii: Kongre Müzesi ile Buruciye Medresesi arasındadır. Sivas Valisi Mahmut Paşa tarafından 1580 yılında yaptırılmıştır. Kareye yakın planlı üzeri kubbe ile örtülü küçük ve zarif bir yapıdır. İbadete açık olup, kubbe sekizgen bir kasnağa oturur.

 

Aliağa Camii: Sivas Merkez Sularbaşı Mahallesi Aliağa Camii Sokağında Behrampaşa oğlu Mustafa Bey tarafından1580 yılında kesme taştan yaptırılmıştır. Kubbeli bir Camidir. İbadete açıktır. Son yıllarda yaşanan yer sarsıntılarından kubbede çatlama meydana gelmiştir. Acilen onarıma ihtiyacı vardır.

Alibaba Camii: Sivas Merkez Alibaba Mahallesinde Susamışlar konağı ile karşı karşıya bulunan Camii 1792 yılında yapılmıştır. Camii üzeri çift eğimli ahşap çatı ile örtülüdür. İçten iki kubbelidir. Kubbelerin biri ana mekanı örter öteki son cemaat mahallinde bulunur. Camii ibadete açıktır.

 

Abdulvahabi Gazi Camii: Sivas Merkez Abdulvahabigazi Mahallesinde bulunan Camii 18.Y.Y.sonlarında yapılmış bir camimizdir halen ibadete açıktır. Onarıma ihtiyacı yoktur.


 

Zincirli Minare Camii: Sivas Merkez Küçükminare Mahallesinde bulunan Caminin kuzeybatı köşesinde son cemaat yerine bitişik olarak yükselen minaresi kesme taştan inşa edilmiştir. Bir kenarı 2.20 metre ölçüsündeki kare kaide üzerinde silindirik güdük kalın gövde yer almaktadır. Yarım silindirik taş bilezikten sonra dışa doğru genişleyen şerefe altı bulunmaktadır. Bilezikten gövdeye doğru sarkan demir zincirden dolayı bu Camiye ve minareye bu ad verilmiştir.

Hocaimam Camii: Asıl ibadet alanı 9.52cm x 10.50 m. ölçülerinde dikdörtgen planlıdır.Kuzey yönünde ki duvara göre 50 cm doğu duvarı çarpık, batı yan duvarı değişime uğramış, son cemaat mahallinden oluşur. Tavanı Sivas’ın Sivil mimari örneklerinden de görüldüğü üzere dilimli zikzaklı şekilleri arz etmektedir.1998 Yılında aslına uygun restore edilmiştir.

Altınyayla Merkez Camii: Yapı, kare planlı ,ahşap tavanlı beşik çatı üzeri oluklu kiremitle kaplı, kesme taş örgülü tek minarelidir. Camii içinde duvar ve ahşap dikmeler kök boya ile yapılmış bitkisel motifli kalem işleri ile bezenmiştir. Ahşap işçiliği ile güzel bir camidir

Divriği Kale Camii: Camii 1180-1181 tarihinde yaptırılmıştır. Camii dikdörtgen planlı kesme taştan yapılmış kıymetli bir eserdir. Kapı üzerindeki ve mihraptaki ince taş işlemeleri ile çini süslemeler tamamen bozulmuştur. Camii iç kemer ve tonozlarda çökmeler mevcuttur. Camii kale içinde en yüksek noktaya ve uçurum kenarına sıfır mesafede yapılmıştır. Uçurumdan taraf olan doğu ve güney duvarlarında geniş çatlaklar ana binadan ayrılmıştır. Duvar yıkıldığında dereye dökülecek taşların toplanması bile imkansızdır. Camii ibadete kapalıdır. Bu nedenle Anadolu’ya yapılan ilk camilerden biri olan bahse konu bu caminin acilen koruma amaçlı restorasyonunun yapılması gerekmektedir.

 

 

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası: İslam mimarisinin başyapıtı 1206 – 1228 yıllarında Emir Ahmet Şah tarafından yaptırılmış iki kubbeli bir türbe bir camii ve ona bitişik bir şifahaneden oluşmaktadır. Bu yapı mimari özelliklerinin yanı sıra sergilediği geleneksel Anadolu taş işçiliği örneği ile de UNESCO Miras listesinde de Korunması gerekli Dünya Kültür Varlığı olarak yer almıştır. Eserin camii kısmı ibadete açık kullanılmakta şifahane kısmı ise sağlam olarak boş bulunmaktadır. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerimizde zaman zaman onarım ve restorasyona yönelik çalışmalar yapılmış olup, bugüne kadar gelmesi sağlanmıştır. Bundan sonrada daha uzun süre yaşatılması,korunması için Ulusal ve Uluslar arası bir koruma projesinin çizdirilerek bu güzide kültür mirasının yarınlara aktarılması yönünden acilen restorasyon yapılması gerekmektedir.

Gemerek Merkez Camii: Camii giriş kapısı üzerinde 0.40x0,77m ölçülerinde sülüs hatla yazılmış üç satırlık taş kitabe bulunmaktadır. Bu kitabeye göre Camii Dulkadiroğullarından “ALAÜDDEVLE” zamanında Arslan Paşanın oğlu Ahmet Bey tarafından 1163 (1749) yılında yaptırılmıştır.

Tuzhisar Köyü Kilisesi: Tuzhisar Köyü’ndedir. Üç sahınlı, bazilikal planlıdır. Apsis dışa doğru yarım daire şeklindedir.Sütunları birbirine sivri kemerler bağlamaktadır. 

 Mesire yerleri:

Hafik Gölü:Hafik ilçesine 2 Km. Sivas'a 39 Km uzakliktadir. çevresi piknik için uygundur. Yeme-içme imkanina sahiptir. Gölde kayikla gezilebilir. Bol miktarda balik tutulabilir.

Zara Tödürge Gölü:Sivas-Erzurum karayolu üzerinde Sivas'a 50 Km uzakliktadir. Mesire yeri olarak müsait olup, gölde kayikla gezinti yapilabilir. Balik avlanabilir. Göl kenarinda bir gazino vardir.       

Gürün Gökpinar Gölü: Sivas'a 147 Km Gürün ilçesine 10 Km mesafededir. Suyun berrakligi, temizligi ve rengiyle dogal çekicilige sahiptir. Gölde bol miktarda alabalik üretilmektedir. çogunlukla günübirlik ziyaretçilerin geldigi harika bir mesire yeridir.

 

Sizir Selalesi: Gemerek ilçesi, Sizir kasabasina 1 Km mesafede, yesil bir alan içerisinde Göksu çayi üzerindedir. çay bahçesi ve gazinosuyla yörenin sikça ziyaret edilen mesire yeridir.

            

 

Egriçimen Yaylasi: Koyulhisar ilçesine 20 Km mesafede çam ormanlari ile kapli, dogal manzaralarla güzel bir dinlenme teridir. Yöre dag turizmi için elverislidir.

 

Kardesler Ormani:Sehir merkezine 7 Km uzaklikta Il özel Idaresine Müdürlügüne ait orman sahasinda Sivas Valiligi çevre Koruma Vakfinca yaptirilan güzel bir dinlenme ve mesire yeridir.

 

Kale Park: Sehrin orta kesimindeki eski Sivas Kalesi bugün agaç ve çiçeklerle kapli bir dinlenme yeridir.Gazino ve çay bahçesi vardir.

 

Belediye (Ethembey) Parki:Sehir merkezine yakin bir dinlenme yeridir.çocuk bahçesi, gazino ve çay bahçesi vardir.

 

Pasabahçe (Pasa Fabrikasi):Sehir mekezine 7 Km günübirlik piknik alanidir.

 

Dağcılık ve Av Turizmi:Koyulhisar Egriçimen Yaylasi, Kösedağ, Sizir Selalesi, Eskiköy ören yeri, Sızır ve Doğanşar Yaylalari, Yildizdagi, çaldagi Treking(doğa yürüyüsü) yapilabilecek uygun alanlardır.

Yaban Hayati (Avcılık):Sivas ili yabani hayvan bakimindan çok zengindir. Ilin Iç Anadolu, Dogu Anadolu ve Karadeniz iklimleri arasinda bir geçit yeri olusu, il topraklarinin engebeli ve sarp olmasi yabani yasami çesitlendirir.Divrigi ilçesi ile bu ilçeye bagli Danisment ve Sincan bucaklarinda; Zara ilçesi ile bu ilçeye bagli Beypinar ve Bolucan bucaklarinda; Yildizeli ilçesinde, Susehri ilçesi ile bu ilçeye bagli, Gökçekent bucaginda bol miktarda keklik ve tavsan bulunmaktadir.Merkez ilçe, Ulas, Kangal, Hafik ilçeleri ile çukurbelen Köyü çevresinde kanatli av hayvanlarindan; Sahin, Bildircin bol miktarda bulunmaktadirMerkez ilçe, Seyfebeli, Hafik, çukurbelen yörelerindeki sazlik ve batakliklarda yaban ördegi; ildeki tüm göllerin çevresinde yaban kazlari yasamaktadir.Sivas'taki bütün akarsular ile Tödürge, Hafik Lota ve Gürün Gökpinar gölleri de bolca Balik avlanan tatli sulardir.Ilin iğne yapraklı ormanlarinin yayıldığı Koyulhisar, Yildizeli, Akdaglar, Zara ve Serefiye yörelerinde az sayıda yaban domuzu, tilki ve ayıya rastlanır.Ilde av mevsimi her yıl yeniden belirlenmektedir.

 

Kış Turizmi: İl merkezine çok yakın bir noktada bulunan Yogunyokus tesislerinde ve üniversitenin dogusunda bulunan Gardaşlar Tepesinde kayak yapılabilmektedir. Yogunyokus'ta halen bulunan tesislerin geliştirilmesi, Yıldızdağı 'nın kış sporları merkezi yapilmasi yönünde çalısmalara bir an önce baslanmasi ile birlikte Sivas, Kis turizmi açisindan büyük bir hareketlilik gösterecektir.

Inanç Turizmi:Sehir merkezinde ve ilçelerde bulunan türbeler özellikle yaz mevsiminde yogun ziyaretçi akimina ugramaktadir. Il merkezinde Abdulvahab-i Gazi, Seyh Emir Ahmed(Güdük Minare), Semsettin Sivas-i, Zara ilçesinde Seyh Merzuban, Imranli ilçesinin Avsar köyünde Cogibaba, Yildizeli ilçesinin Banaz köyünde Pir Sultan Abdal ve Divrigi ve Sarkisla ilçelerinde bulunan çok sayida türbeyi(kümbet) bu kapsamda sayabiliriz.

 

KÖPRÜLER:

 

Eğri Köprü : Sivas'ın 3 km. güneydoğusundadır. Sivas-Eski Malatya yolu ve Kızılırmak'ın üzerinde 18 kemerli olan bu köprü ile geçilir. Uzunluğu 179.60m. eni 4.55 m'dir. Aynı doğrultuda olmadığı için Eğri Köprü denilmektedir.Kitabesi olmadığı için hangi tarihte ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.Bundan başka önemli olarak Kesik Köprü, Yıldız Köprü ve Boğaz Köprülerini sayabiliriz.

                 KESİK KÖPRÜYILDIZ KÖPRÜSÜ

 

KALELER :

Sivas Kalesi (İç Kale): Şehrin güneyinde kaya ve topraktan oluşmuş, şehir yerleşim yerine göre yaklaşık 40 metre yükseklikte ve çevresi yer yer 1,5-2 metre yüksekliğinde taş duvarlarla çevrilmiş, yamaçları çam ve akasya ağaçları ile yeşillendirilmiş bir toprak tepedir. Eski Sivas’ın büyük bir kısmı bu kale eteklerinde oluşturulmuştu.

Divriği Kalesi: Bazı bölümlerin M.S.9’uncu yüzyılda Pavlikanlarca yapıldığı anlaşılmaktadır. Sur uzunluğu 1,5 km. kadardır. Büyük bir kısmı da Menğücekoğulları tarafından 13’üncü yüzyılda yapılmıştır. İçerisinde camii, sarnıç, zahire ambarı mevcuttur. Ayrıca Divriği’de Kesdoğan Kalesi ve Odur (Kaya Burun) Kalesi bulunmaktadır.

Evliya Çelebi'nin 1650'de Yaptığı Divriği Kalesi Tasviri :
   Fırat nehri kenarında yüksek ve yal­çın kayalar üzerinde eski bir yapı olup, görülmeye değer bir kaledir. Van, Meku, Şin ve Mardin kalelerinden sonra Divriği kalesi gelir, öyle dayanıklı bir kaledir ki, ancak kuşatılıp aman dedirterek ele geçirilebilir. Yoksa hiçbir şekilde bir taraftan lağım, sîbe ve siper yapmak mümkün değildir. Meğer ki kalede kıtlık ola. Ne olur­sa olsun, halkı yine suya hasret kalmazlar. Zira yukarı İç kale kayasının en tepesinden iki bin basamak kesme taş merdiven İle tâ Fırat nehrine inilir bir su yolu vardır ki dillere destandır. Suya gidenin başka yolu olduğu gibi, su getirenlerin de ayrı bir yolu vardır, iki nehir birbirine bakar. Bundan başka, kale içinde yağmur suyu sarnıçları, buğday anbarları, cephaneliği, üç yüz adet toprakla örtülü ev ve bir cami olup, kalenin batıya bakan ve aşağı şehre açılan bir demir kapısı vardır. Kale yuvarlak şekilde, taş yapıdır. Burç ve kuleleri sağlam ve güzeldir. Yeniçeri ocağından kale dizdarı ve kale neferleri vardır, îç il olduğundan serhaddı olmayıp emin bîr yer değilse de, Celâli ve Cemâli korkusundan yeteri kadar cephanesi ve toplan olup bayram ve mübarek günlerde atılır. Ka­lenin içinde İmaret yoktur. Surun dibindeki cirit meydanından, köp­rü altından Fırat nehri geçip Divriği'nin Kesti fan kalesine gelir. Bu da Divriği kalesine benzer sağlam bir kaledir. Kayser kızlarından Kesti fan adında bakire bir kız yaptırmıştır. Fırat nehrinin karşı tarafında verimli topraklar üzerinde yapılmıştır. Divriği kalesi ile aralarından nehir geçer. Buradan akan Fırat'ın kolu (25) buradan Eğin kalesine, oradan Arapgir ve Çemişkezek kalesine varıp, Bu suyun şimdiki adı Çaltı suyudur. Keban madeninin üstünde Fırat ile bir­leşir, Çat denilen yerde Fırat'a karışır. Bu su o kadar büyük değildir. Temmuz ayında at ile geçilebilir. Divriği halkı da bu sudan içer.

 

Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi


Sivas Kongresi’nin toplandığı bina, Sivas Valisi Memduh Paşa tarafından 1892 yılında o zamanki adıyla “Mülki İdadi” daha sonra “Sultani” olarak hizmete açılmıştır. Binanın cephesi önceden Orduevi istikametinde iken 1930 yılında yapılan büyük onarımla yeni açılan İstasyon Caddesi istikametine çevrilmiş, bir de giriş kapısı yapılmıştır. 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’nin toplandığı sırada “Sultani” olan mektep binası 1924 yılında “Sivas Lisesi” adını almıştır. 1981 yılına kadar okul olarak kullanılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin üç buçuk ay süre ile karargah olarak kullandıkları ve o tarihlerde Sultani olan binanın müsamere salonunda 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi’nin oturumları yapılmıştır.


Tarihi Kongre Salonu ve Mustafa Kemal Paşa’ya ait çalışma ve yatak odası, Kongre’nin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir. Üst katta Sivas Kongresi öncesindeki olayların, Mustafa Kemal Paşa’nın kongre hazırlığı ile ilgili tamimlerinin ve bildirilerinin sergilendiği salon, o zamanki muhaberenin temelini oluşturan telgraf odası, Sivas Kongresi ile ilgili oluşturulan telgraf odası, Sivas Kongresi ile ilgili tutanakların yer aldığı salon, merkezi Sivas’ta kurulmuş olan Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti’ne ait bildirileri ve haberleri içeren belgeler ile İrade-i Milliye Gazetesi’nin basıldığı matbaa ve gazeteye ait nüshaların sergilendiği salonlar mevcuttur. 
Sivas Kongresi sırasında ve sonrasında Sivas’ta alınan tüm kararlara ait belgelerin; Cumhurbaşkanlığı Köşkü-Atatürk Özel Arşivi, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih Komisyonu ve Ateşe Özel Arşivi, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı arşivlerindeki asıllarından alınan örnekleri müzede sergilenmektedir.

 

Etnografya Bölümü

Binanın zemin katının tamamı Etnografya Bölümü olarak düzenlenmiştir.

Silahlar Seksiyonu: Osmanlı Dönemine ait barutlu tüfek, tabanca, kılıç, kama, zırh, miğfer, kalkan, ok, yay ve savaş aletlerinin diğer çeşitleri sergilenmektedir.

A.Turan Türkmenoğlu Odası (H.Beslen): Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarına ait ruhsatlı koleksiyonunu müzemize bağışlayan Hacı Beslen Odası’nda; etnografik, sikke, hat sanatı levha ve yağlı boya eserler sergilenmektedir.

Halı Seksiyonu: Binanın orta avlusu halı seksiyonu haline getirilmiştir. Sivas ili sınırları içerisindeki camilerden toplanan halılar ile resmi kurum ve kuruluşlardan toplanan Sivas Halıları tarihi kronoloji içerisinde sergilenmektedir.

Sivas Baş Odası: Osmanlı dönemi Sivas Konaklarının Baş Odası, o günlerdeki sedir, sofra, tavan, şerbetlik, pencere örtüleri, minder, kırlent, ocak, duvar saati, ayna gibi eşyalar, mankenlerle desteklenerek canlı ve açık teşhir edilmekte diğer bir bölümde ise Divriği Ulu Cami ahşap eserleri sergilenmektedir.

Bakır Eserler: Osmanlı Dönemine ait sini, ibrik, kazan, matara, lenger, sahan, kevgir gibi bakır eşyaların yanında çeşme lüleleri, kantar, ağırlık ölçüleri, kapı tokmakları, şamdan, kilit gibi madeni eserler teşhir edilmektedir.

Tekke Eşyaları: Sivas’ta kapatılan tekkelerden toplanan sancak, şiş, teper, tespih, muin, zikir tespihleri, tef, zil gibi eserler sergilenmektedir.

Giysi–El İşlemeleri

Sivas ve yöresinin elbise, yağlık, cepken, seccade, havlu ve bohçaları sergilenmektedir. Büyük salonda elbiselerin teşhiri, mankenlerin yardımı ile daha canlı hale getirilmiştir.

Gömme Vitrinler: Orta avluya açılan ve koridorda yer alan toplam oniki pencere vitrin hale getirilmiş olup, kahve takımları, gümüş takılar, yazma ve hat sanatı eserleri, gümüş eserler, cam ve porselenler, gaz lambaları sergilenmektedir.

Kilim Koleksiyonu: Sivas ili sınırları içerisindeki camilerden toplanan kilim, seccade, zili örneklerinin yanı sıra 1180 tarihli Divriği Kale Camii’ye ait ahşap minber sergilenmektedir.

Diğer Vitrin ve Eserler: Kongre binasını yaptıran Memduh Paşa’nın 1322 H. (1904) tarihinde Sivas’ta dokunan portre halısı ve binanın kitabesi koridorda sergilenmekte diğer vitrinlerde ise Gürün şalları ve madeni eserler bulunmaktadır.

Aşık Veysel Müzesi: Tel: 0346 597 40 02 Büyük Ozanımız Aşık Veysel’in evi 1979 yılında kamulaştırılmıştır. Onarımı yapılarak 1982 yılında müze olarak hizmete sunulmuştur. Müzede Aşık Veysel’in kişisel eşyaları, fotoğrafları ve şiirleri sergilenmektedir.

Ören Yerleri :

Kuşaklı (Sarissa) Örenyeri : İlimiz Altınyayla ilçesi Başören Köyünde bulunan ve Kuşaklı Örenyeri olarak Bilinen "SARİSSA" şehri dünya tarihinde 4 Büyük İmparatorluk kuran Hititlerin önemli şehirlerinden biridir. Dünyanın devletler arası ilk antlaşması olan ve Mısırlılarla Hititler arasında yapılan Kadeş Savaşı ( M.Ö. 1285 ) sonucu yapılan antlaşmada Sarissa'nın Fırtına Tanrısının şahitliğinden söz edilmektedir. M.Ö. 1500 ve 1400’lü yıllarda önemli bir yerleşim merkezi olan ve Hitit Krallarının Başkentleri Boğazköyden gelerek yazlık çalışmalarını yürüttükleri Kuşaklı Yerleşimi, yurdumuzda tablet buluntusu veren 5. merkezdir. 
Kuşaklı ören yerinin turizme açılma projesi kapsamında Nevşehir İline gelen yabancı Turistlerin Kayseri üzeri Sarissa, Kangal Balıklı Kaplıca ile Divriği İlçe merkezinde konaklamaları Sivas turizmi için önemli katkılar sağlayacaktır.

Kayalıpınar Harabe Örenyeri : Yurdumuzda Hitit Tableti veren 6. Merkez olması nedeni ile önemli bir Hitit yerleşimi olması ve Hititlerin Başkenti Hattuşa ile Sarissa arasıda bulunması öneminin artırmakta dır. 
Yerleşim alanında Roma ve Bizans dönemi buluntularına da rastlanması il merkezinde kurulacak Arkeoloji müzesine eser kazandıracağından 2004 yılında Sivas Müze Müdürlüğü ile Sarissa Kazı Ekibinin ortaklaşa katılımlı kazı yapması planlanmaktadır.

Maltepe Höyüğü: Merkez İlçeye 5 km. uzaklıktaki Uzuntepe(Kilhıdık) köyünün yakınındadır. 1947’de yapılan kazılarda Eski Tunç Çağı’na ilişkin buluntular elde edilmiş ve taş temelsiz kerpiç evlerin varlığı ortaya çıkarılmıştır. Buluntular arasında bol miktarda seramik parçası da vardır.

Topraktepe: Merkez ilçe,Kaleardı Mahallesi’nde bugünkü Kalepark denilen bölgenin adıdır. 1947 yılında yapılan kazılarda, Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait küçük buluntulardan sonraki yaklaşık 1 m’lik dolgu toprağının altında Hitit dönemine ait seramik parçalarına ulaşılmıştır.

Tödürge Gölünün kuzeyinde yer alan Tepecik höyüğü ve kuzeydoğusunda Gökparmak sırtları eteklerindeki Çil Hasan mevkiinde yer alan Kültepe Höyüğü ilçede bulunan en eski uygarlık kalıntılarıdır. Kültepe Höyüğü 20 metre yüksekliğinde büyük bir höyüktür. Kalkolatik çağda iskan gördüğü uzmanlarca belirtilmektedir

HAMAMLAR:

Meydan Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde, Meydan Camisi’nin karşısında bulunan bu hamam 1564 yılında yaptırılmıştır.

Klasik Osmanlı hamam mimarisinden bir örnek olup, soğukluk, ılıklık ve sıcaklıktan meydana gelmiştir. Kesme taştan yapılmış olan hamam dikdörtgene yakın bir plan düzeninde olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık bölümü dört eyvanlı olup, eyvanların içlerine kurnalar yerleştirilmiş, ortasına da sekizgen bir göbek taşı oturtulmuştur. 
1980’li yıllarda harap durumda olan hamam daha sonra onarılmıştır. Bu onarım sırasında hamama dinlenme ve okuma salonları eklenmiştir. Hamam, Hürriyet Gazetesi tarafından 2003 yılı başlarında Türkiye’deki en iyi 10 hamam arasında yer almıştır.

 

Kurşunlu Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde, Ahi Emir Caddesi üzerinde bulunan bu hamam Sivas Valisi Behram Paşa tarafından 1576 yılında yaptırılmıştır.

 

 

Osmanlı klasik hamam mimarisi örneklerinden olup, çifte hamam plan düzeninde yapılmıştır. Hamamın bölümleri birbirine simetriktir. Kesme taştan yapılmış olup, ılıklık, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Hamamın ana duvarlarındaki bağlantılar kurşun dökülerek güçlendirildiğinden ötürü Kurşunlu Hamam ismini almıştır.

 

 
Hamamın kadınlar ve erkekler bölümü kesme taştan kare planlı, üzeri pandantifli merkezi birer kubbe ile örtülüdür. Giriş kapıları yuvarlak kemerlidir. Her iki bölümün sıcaklığının ortasında göbek taşları bulunmaktadır. Sıcaklığın çevresinde halvet hücrelerine yer verilmiştir.

                        

 
Eski Paşa Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde, Uluanak Mahallesi’nde bulunan bu hamamın kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan XVII.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Klasik Osmanlı hamam mimarisi üslubunda yapılmış olan hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk ve sıcaklık bölümleri kesme taştan kare planlı olup, üzerleri merkezi birer kubbe ile örtülmüştür. Soğukluk kısmının içerisine yakın tarihlerde iki katlı ahşap soyunma hücreleri eklenmiştir. Soğukluk ve sıcaklık arasındaki ılıklık daha küçük ölçüde olup, çevresinde küçük odalar bulunmaktadır. Sıcaklığın üzerini örten kubbeye pandantiflerle geçiş sağlanmıştır. Sıcaklığın çevresinde halvet hücreleri vardır.

 

 


Mehmet Ali Hamamı (Merkez): Sivas Akdeğirmen Mahallesi’nde bulunan bu hamamın kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVII.-XVIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

 

Hamam kesme taş ve moloz taştan yapılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir.

 
Firuz Ağa Hamamı (Merkez): Firuz Ağa Hamamı 1546 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre XVI.yüzyılın ortalarında yapılmıştır. Bu hamam ile ilgili kaynaklarda başka bir bilgi bulunmamaktadır. Firuz Ağa Hamamı günümüze gelememiş, bugün yeri de bilinmemektedir.

 
Kale Camisi Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde, Vezir Mahmut Paşa tarafından Kale Camisi ile birlikte 1580 yılında yaptırılmıştır. Cami ve hamamı içeren 1584 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır.

Hamam günümüze harap bir durumda gelebilmiştir. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana geldiği kalıntılarından anlaşılmaktadır. Sıcaklık bölümü dört eyvan şemalı ve köşe odalıdır.


Hamamcıoğlu Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde bulunan bu hamamın kitabesi günümüze gelememiş, vakıf kayıtlarında da yapımı ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır. Yapı üslubundan XVI.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Kesme taştan dikdörtgen planlı olduğu, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana geldiği anlaşılmaktadır. Hamam günümüzde harap bir durumdadır. 

Taş Hamam (Merkez): Sivas il merkezinde Buruciye Medresesi’nin yanında bulunan bu hamam 1985 yılında çevre düzenlemesinin yapılması sırasında yıkılmıştır. 

Kesme taştan olan hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiş dikdörtgen planlı idi. Sıcaklık ve soğukluğun üzeri pandantifli büyük kubbeler ile örtülüydü. Doğu-batı doğrultusunda uzanan hamamın, sıcaklığı dört eyvanlı ve dört köşe hücreli idi.


Paşabostan Hamamı (Merkez): Sivas ili Paşabostan Mevkii’nde bulunan bu hamamın yapım tarihi bilinmemektedir. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamam, dört eyvanlı plan şemasında yapılmıştır.


Şirinoğlu Hamamı (Merkez): Sivas il merkezinde bulunan bu hamam 1904 yılında yapılmıştır. Banisi bilinmemektedir.

Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan hamam sıcaklık, ılıklık ve soğukluk bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk ve sıcaklık bölümleri pandantifli iki ayrı kubbe ile örtülmüştür. Osmanlı mimarisindeki dört eyvan ve dört halvetli plan şemasında yapılmıştır.


Aşağı Hamam (Divriği): Sivas ili Divriği ilçesinde bulunan bu hamamın kitabesi günümüze gelememekle beraber Mengücekoğulları döneminde yapılmıştır. 
Kesme ve moloz taştan yapılmış olan hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk ve sıcaklık bölümü kubbelidir. Soğukluk kısmı iki ayrı bölümden oluşmuştur. Sıcaklık dört eyvan şemalı ve dört halvetlidir.


Bekir Çavuş Hamamı (Divriği): Sivas ili Divriği ilçesinde bulunan bu hamam Ulu Cami yakınındadır. Hamamın kitabesi günümüze gelememekle beraber, Ulu Cami ile birlikte, XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk ve sıcaklık bölümlerinin üzeri merkezi birer kubbe ile örtülmüştür. Hamam Osmanlı mimarisindeki dört eyvan şemalı hamamlar tipindedir. Günümüzde harap bir durumdadır.

 

Çepni Köyü Hamamı (1) (Gemerek): Sivas ili Gemerek ilçesi Çepni Köyü’nde, Çepni Köyü Camisi’nin güneyinde, 15-20 m. kadar uzaklıktaki bu hamamın kitabesi bulunmamakla beraber, cami ile birlikte XVı.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır.

Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan hamam dikdörtgen planlıdır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk ve sıcaklığın üzeri tromplu birer kubbe ile örtülmüştür. Günümüzde depo olarak kullanılmaktadır.

 
Çepni Köyü Hamamı (2) (Gemerek): Sivas ili Gemerek ilçesi Alabey Mahallesi’nde, şehir sur kalıntılarının yanında bulunan bu hamamın yapım tarihi bilinmemektedir. 
Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamam kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Soğukluk ve ılıklığın üzeri beşik tonozla, sıcaklığın üzeri ise merkezi kubbe ile örtülmüştür. Bunların dışında kalan bölümler de tonoz örtülüdür. Hamam günümüzde harap bir durumdadır.


Koyulhisar Hamamı (Koyulhisar): Sivas ili Koyulhisar ilçesinde, eski Suşehri-Niksar yolu üzerindeki Hacı Murat Hanı’na 300-400 m. uzaklıkta olan bu hamamın yapım tarihi bilinmemektedir.

Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Bu bölümler doğuda sivri tonozlu bir mekân ile batısındaki dört köşe bir mekânın içerisine alınmıştır. Bunlardan doğudaki köşe mekânlar tonozla, batıdaki bölüm ise kubbe ile örtülmüştür. Her iki bölüm arasına bir orta mekân eklenmiştir. Sıcaklık iki eyvanlı olup, L şeklinde bir plan göstermektedir. Hamam günümüze harap bir durumda gelebilmiştir. 

Kara Mustafa Paşa Hamamı (Yıldızeli): Sivas ili Yıldızeli ilçesinde Kemenkeş Kara Mustafa Paşa’nın 1640 yılında yaptırmış olduğu caminin külliyesinin bir bölümünü oluşturan hamamın da aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır. Caminin güneybatısında ve ona 10-15 m. uzaklıkta bulunan hamam dikdörtgen planlıdır. 
Kesme taştan yapılmış olup, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk kısmı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Batısı kubbe, doğusu da iki eyvandan meydana gelmiştir. Bu eyvanların üzeri beşik tonozludur. Sıcaklık kısmı beşik tonozludur. Orta kısım kubbe ile örtülmüştür. Sıcaklığın çevresine halvet hücreleri yerleştirilmiştir.

 

HANLAR, KERVANSARAYLAR:

Behrampaşa Hanı: Sivas Merkez, Kepçeli semtinde kurşunlu hamamı ile yan yanadır. Sağır Behrampaşa tarafından 1573 yılında hayrat olarak yapılmıştır. 50x48 metre boyutlarında olan han Sivas’ın önemli eserlerinden biridir. Bugün amacı dışında mermer atölyesi olarak kullanılmaktadır. Ortası açık bir avlunun çevresinde sıralanmış iki katlı 52 adet odalardan meydana gelir.

 

Taşhan: 18. YY. Sivas Merkez 4 yol mevkiinde, Avlulu iki katlı kesme taştan yapılmış olan Taşhan’ın dış cephesinde değişmeler olmuştur. Üç girişli, Avlu ortasında şadırvan bulunmaktadır.

Alacahan Kervansarayı: Eski Bağdat “İpekyolu” yeni Sivas-Malatya karayolunun içinden geçtiği Sivas’a 100 km. mesafede olan Alacahan Bucağının merkezinde yer alır. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Han hacim olarak büyük ve geniş, üstü tamamiyla kapalı “Kışlık Han” özelliğindedir. Siya-beyaz taş örgülü duvarlarına atfen Alacahan denilmiştir.

            

Mağaralar:

Demiryurt(Tödürge) Mağaraları: Zara ilçesinin Demiryurt(Tödürge) Köyünde sayıları elliye yaklaşan mağara bulunmaktadır. Bazıları yan yana, bazıları kat kat mağaralardır. İnsan eliyle yapılmış olan bu mağaraların Hıristiyanlık döneminden önce yerleşim merkezi olduğu, Hıristiyanlığın yayılmasından sonra da kullanıldığı mağaralardaki işaretlerden anlaşılmaktadır.

 

YAYLALAR:

Koyulhisar ilçesine 20 km. mesafede çam ormanları ile kaplı Eğriçimen Yaylası'nın dışında Dumanlıca Yaylası, Sarıçiçek Yaylası, Kalınpınar Yaylası, Arpacık Yaylası, Kengercik Yaylası, Topalan Yaylası veBaşyayla önemli yaylalarıdır.

Koyulhisar ilçesine 20 km. mesafede çam ormanları ile kaplı Eğriçimen Yaylası'nın dışında Dumanlıca Yaylası, Sarıçiçek Yaylası, Kalınpınar Yaylası, Arpacık Yaylası, Kengercik Yaylası, Topalan Yaylası ve Başyayla önemli yaylalarıdır.

Büyük çoğunluğu çam ormanları ile kaplı olan ilçemizde Tekke deresinin kuzey yamaçları ile Dumanlıca yaylasının kuzey yamaçlarına kadar genelde çam ve köknar ormanları, vadinin güneyinde Gölcük yaylasından batı yükseltisine doğru çam ormanları ile kaplıdır. Yer yer gürgen ve meşeliklere de rastlanmaktadır. Bu kadar çeşitliliği bünyesinde barındıran ilçemiz orman örtüsü ile çoğu yerleşim merkezinde bulunmayan yeşil bir görünüme sahiptir.

Bir diğer turistik kaynak ilçeyi çevreleyen dağlardır. Dağlar temiz hava, dağa tırmanma sporu, yamaç paraşütü ve kayak turizmi gibi fonksiyonlarıyla değerlendirilen doğal merkezlerdir.  Koyulhisar ilçesi  de bu tür konulara ilgisi olan kişilerin zamanlarını geçirebilmeleri  için gerekli ortamları bulabilecekleri  bir yerdir.  

Eğri Çimen Yaylası: İlçede yayla turizmi diğer bir doğal çekicilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaylacılık iki açıdan düşünülmekte olup, biri klasik yaylacılık, diğeri ise rekreasyonel faaliyetlere yönelik yaylacılıktır. Doğal güzellikleri ile dikkat çeken ilçede organize bir turizm faaliyeti bulunmamakla beraber sahip olduğu 48 yayla ile yayla turizmine yönelik büyük bir potansiyele sahiptir.İlçe il merkezine uzak olmasından dolayı turizm karekteri açısından Sivas’tan farklılık göstermektedir. Bu yönüyle ilçemiz Karadeniz turizm fonksiyonu ile bağdaşır niteliktedir.

   

 

Sarıçiçek Yaylası: ilçe merkezinin güneyinde, ilçeye 17 km. uzaklıkta, Boyalı köyü ve Ortaseki köyünün ortak yaylasıdır. Yayla, ismini bünyesinde bulundurduğu çiçeklerden almıştır. Yayla içerisinde renkli balıkların bulunduğu göl ve soğuk su pınarları bulunmaktadır. Çam ormanlarının hakim olduğu bu bölgenin temiz havasının yanında manzarası da çok hoş ve geniştir.

          

Arpacık Yaylası:İlçe merkezinin kuzeyinde 22 km. uzaklıkta, etrafı çam ormanları ile çevrilidir. Bol oksijenli tertemiz havasının yanında soğuk sularında tabii olarak alabalık mevcuttur. Taşpınar, Kadife ve Hacıilyas köylerimizin ortaklaşa kullandığı bu yayla kış turizmine de son derece müsaittir.

            

Kengercik Yaylası: İlçe merkezinin kuzeydoğusunda 25 km. uzaklıkta bir yayladır. Günümüze kadar özelliklerini kaybetmeyen tek yayladır.  Soğuk suların, tüten dumanların mevcut olduğu, Kengercik yaylası, Arpacık yaylasına 3 km. uzaklıkta olup İkizyaka ve Kadife Akbulut Mahallesinin ortaklaşa kullandığı yayladır. Topalan yaylası, Koşoluk yaylası, Kalınpınar yaylası ve Başyayla ve buna benzer bir çok yayla sıralanabilir.

            

 

 

ÇEŞMELER:

Şeyh Hüseyin Rai Çeşmesi: Şeyh Çoban Çeşmesi diye de bilinmektedir. Çeşme, kesme taştan yapılmış, dikdörtgen bir alan üzerine oturtulmuş, daire kesitli bir kemer içinde ayna taşı bulunur. Ayna taşının üç bölümünü çeviren yazı kuşağı iki satırlıdır. 0.42x080 cm. boyutlarındadır. Dikdörtgen prizma şeklindeki yalak taşı sonradan toprakla dolmuş ve çukurda kalmıştır. Çeşmenin yapılış tarihi’nin üzerindeki kitabeden 1323(H.723) tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
 
İlimizde azalan tarihi çeşmelerden günümüze ulaşanlardan biri de Şehit Orhan Tunçgöz çeşmesidir.  

                                    


 

Sivas Turizmi

Turizm Amaçlı Su Sporları

Su Kayağı: Zara Tödürge Gölü’nde Cumhuriyet Üniversitesine ait dinlenme tesisleri bulunmaktadır. Her yıl Haziran ayında Uluslar arası Su Sporları şenliği yapılmaktadır.

Rafting: İlimize bağlı Suşehri ilçemizden geçen Kelkit Çayı bu spor için çok uygun bir alan teşkil etmektedir.

Olta Balıkçılığı: Sivas’taki bütün akarsular ile (Kızılırmak,Yıldızırmağı,Çatlı çayı) ile tödürge, Hafik, lota ve Gürün Gökpınar göllerinde olta balıkçılığı yapılabilir.

Dağ ve Doğa Yürüyüşü

Dağcılık: İlimizde en profesyonelden en amatöre kadar her yaştan insanın en zordan en kolaya doğru yüzlerce farklı rotadan zirve yapabileceği, şu ana kadar isimlendirilmiş olan 1500-2000 m arasında 33 adet, 2000-2500 m arasında 29 adet, 2500 m ve üzerinde 11 adet olmak üzere toplamda 73 adet zirve mevcuttur. Bunların dışında henüz isimlendirilmemiş olanları da eklediğimizde bu sayı 100’ü geçmektedir.

 

Kamp ve Karavan Turizmi

Trekking ve Kampçılık: Bu sporların yapılabilmesi için mevcut dağlarımızın dışında 20’den fazla doğal alanımız vardır. (Yıldız Dağı bölgesi ormanlık alanı, Değirmenaltı, Şuul Vadisi, Çat Ormanı, Akdağ, Avşıören, Davlunca, Sızır Şelalesi,vb)

 

Av Turizmi

Avcılık; insanların doğaya olan özlemlerini, yaşadıkları olayları biraz da olsa abartarak paylaşma ve karşısındaki insanları kendisine hayran bırakma tutkusudur. Av turizminde avlanmak üzere seyahat eden insanlara yönelik hizmetler sunulmaktadır. Bazı durumlarda avlanacak olan hayvanlar önceden üretme çiftliklerinde beslenerek avlanmaları için doğaya bırakılmaktadır. Ülkemizde bu sektör Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü’nün gözetim ve denetimi altında varlığını sürdürmekte olup son yıllarda büyük ekonomik getirisi olan gözde turizm çeşitleri arasına girmiştir.

 
Av turizmi, bilinçli ve kurallara uygun olarak yapılması durumunda her yönden olumlu etkileri olan bir turizm türüdür. Bir yandan bölgenin yaban hayatını koruyup geliştirirken, diğer yandan da önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Av turizminin önemsendiği ülkelerde av hayvanları sayıca artmakta, çevreye ve yaban hayatına özen gösterme duygusu gelişmektedir. Ayrıca av turizminin yapıldığı yörelerde usulsüz avcılığın azaldığı ve oto kontrolün sağlandığı görülmektedir.


İlde Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Koruma Müdürlüğü’nün av sezonlarında avlanılmasına izin verdiği 24 farklı tür kara hayvanı ve kuş çeşidi vardır. Aynı zamanda akarsu ve göllerimizde varlığını sürdürmekte olan ve avlanmak için belirli bir tarih veya sezon gözetmeyen onlarca balık türünü de unutmamak gerekir.

 

 

 

Nasıl Gidilir?
SİVAS’IN İLÇELERE OLAN KARAYOLU UZAKLIKLARI:

Sivas-Akıncılar 173 km.
Sivas Altınyayla 80 km.
Sivas-Divriği 164 km.
Sivas-Doğanşar 95 km.
Sivas-Gemerek 112 km.
Sivas-Gölova 198 km.
Sivas-Gürün 138 km.
Sivas-Hafik 37 km.
Sivas-İmranlı 1 06 km.
Sivas-Kangal 80 km.
Sivas-Koyulhisar 180 km.
Sivas-Suşehri 144 km.
Sivas-Şarkışla 81 km.
Sivas-Ulaş 37 km.
Sivas-Yıldızeli 45 km.
Sivas-Zara 72 km.

ULAŞIM: 
Sivas İli Orta Anadolu ile Doğu Anadolu ve Karadeniz ile Güneydoğu Anadolu illeri arasında bir geçiş mekanı üzerinde bulunmaktadır.

SİVAS’IN İLLERE VE BÜYÜK ŞEHİRLERE OLAN KARAYOLU UZAKLIKLARI:

Sivas-Ankara 441 km.
Sivas-İstanbul 892 km.
Sivas-Antalya 836 km.
Sivas -İzmir 1023 km.
Sivas-Adana 501 km.
Sivas-Mersin 518 km.
Sivas-Bursa 821 km.
Sivas-Nevşehir 296 km.
Sivas-Tokat 1 07 km.
Sivas-Samsun 338 km.
Sivas-Kayseri 194 km.
Sivas-Malatya 247 km.
Sivas-Erzincan 247 km.
Sivas-Erzurum 439 km.
Sivas-Kars 645 km.
Sivas-Diyarbakır 480 km.

SİVAS’IN İLÇELERE OLAN KARAYOLU UZAKLIKLARI:

Sivas-Akıncılar 173 km.
Sivas Altınyayla 80 km.
Sivas-Divriği 164 km.
Sivas-Doğanşar 95 km.
Sivas-Gemerek 112 km.
Sivas-Gölova 198 km.
Sivas-Gürün 138 km.
Sivas-Hafik 37 km.
Sivas-İmranlı 1 06 km.
Sivas-Kangal 80 km.
Sivas-Koyulhisar 180 km.
Sivas-Suşehri 144 km.
Sivas-Şarkışla 81 km.
Sivas-Ulaş 37 km.
Sivas-Yıldızeli 45 km.
Sivas-Zara 72 km.

>>>Karayolu Ulaşımı(Otogar Tel: 0346 226 15 90: <<<
İlin Türkiye genelinde tüm illerele karayolu bağlantısı vardır. Yolcu taşımacılığını ildeki otobüs şirketleri ve çevre illere ait, ilimiz üzerinden geçiş yapan otobüslerle sağlanmaktadır. İlçelere ulaşım yeni otogarın yanındaki İlçe ve Köy garajından yapılmaktadır.

İle Büyük şehirlerden ulaşım imkanı sağlayan ve ilden direkt olarak kalkış yapan otobüs firmaları;

Metro Turizm (0346 223 49 73): Ankara, İstanbul, İzmir, Kuşadası, Söke, Didim, Bursa,Balıkesir, Antalya, web: www.metroturizm.com.tr

Huzur Turizm (0346 224 06 58): Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Bandırma, Karacabey, Erdek, Kayseri, Adana, Mersin, Antalya.


Sivas Tur (0346 223 09 97): Ankara, İzmit, İstanbul, İzmir, Bursa, Yalova, Bandırma, Kayseri, Antalya, Adana, Mersin, İskenderun, Hatay, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Samsun, Isparta, Muğla, Aydın, Denizli, Nazilli, Marmaris, Bodrum, Yatağan. Web: www.sivasturizm.com.tr

Kızılırmak Seyahat  (0346 223 13 22): Kayseri, Mersin, Osmaniye,

>>>Demiryolu Ulaşımı (Gar Danışma: 0346 221 10 91): <<<
1930 tarihinden beri faal olan demiryolu ulaşımı ilde, yük ve yolcu taşımacılığında önemli bir yere sahiptir. Her gün Doğu Ekspresi ile Kars ve İstanbul yönüne; Güney Ekspresi ile Tatvan, Kurtalan ve İstanbul yönüne; Van Gölü Ekspresi ile Malatya, Elazığ, Muş, Tatvan, Kayseri Ankara, İstanbul yönüne; 4 Eylül Mavi Treni ile Malatya, Diyarbakır, Kayseri ve Ankara yönüne; Erzurum Ekspresi ile Erzurum ve Ankara yönüne karşılıklı tren seferleri, Samsun istikametine her gün posta treni vardır.