69 Bayburtun Tarihi Ve Turistik YerleriBayburt'un tarihi ve turistik mekanları

Bayburt'un tarihi ve turistik mekanları

 

BAYBURT KALESİ :Zigana ve kop dağlarından aşılarak ulaşılan Bayburt kalesi aynı zamanda Karadeniz'i Basra körfezine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunmaktadır . Bu yolu izleyen her seyyahın uğradığı kalenin adı , önemi , ihtişamı ve günlük yaşamıyla ilgili pek çok bilgi mevcuttur.

Şehrin kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı kesinlikle yapıldığı bilinmemektedir . İlk yapının Ermenilere ait olduğu öne sürülse de , Bağrat sülalesi zamanında (885 – 1044) varlığından söz edilen Bayburt Kalesi'nin çok daha önce miladın ilk yüz yıllarında mahalli prens ve mücadele rinde rol oynadığı anlaşılmaktadır . Khorenli Movses'den öğrenildiğine göre Bağrat'ların geliştikleri devrede 1. asırda Bağrat'lı Piurad oğlu "Senbad" (Asbed) süvari başbuğu ve batı ordusu başkumandanı olarak atabeyliğini yaparak kurduğu hükümdar çocuklarını kendi müstahkem yerleri olan "Pepert" yani Bayburt Kalesi'ne 58 yıllarından önce kurulduğu ortaya çıkmaktadır . Kale Türklere geçmeden önce Roma , Ermeni , Bizans , Arap ve Kommenos hakimiyetlerinde kalmıştır . Zengin bir tarihe sahip olan Bayburt Kalesi'nin bir çok defa onarım gördüğü duvarlarında görülen farklı inşaat ve tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır . Buna göre Selçuklu hükümdarı II.Kılıçarslan'ın oğlu ve Erzurum Meliki olan Tuğrul Şah (Ö.622/1225) özellikle Trabzon İmparatorluğu'ndan gelecek saldırılara karşı müstahkem bir mevki olan bu kaleyi âdeta yeniden inşa ettirmiştir . Kale üzerinde bu yapımı belgeleyen 20 adet Arapça kitabe mevcuttur . Daha çok kapılarla şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşan kitabelerin 17. si Tuğrul Şah dönemi 1 adeti Kanûnî dönemi diğer iki adeti okunamamıştır . Bir müddette Akkoyunlular'ın elinde kalan kale 1514 yılında Osmanlılara intikal ettikten sonra Kanûnî Sultan Süleyman ve III. Murat dönemlerinde de büyük onarımlar görmüştür . 1647'de Bayburt'u ziyaret eden Evliya Çelebi kale içinde 300 evlik bir mahalle ile Ebü'l Feth Camii'nin bulunduğu yazmaktadır . Zaman zaman işgal ve tahribata uğrayan kale en son olarak 1828 Osmanlı – Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından büyük çapta tahrip edilmiştir .

Ayrıca bu kaleye "Çinimaçin" kalesi de denilmektedir . Kaleye bu ismin verilmesine sebep olan çini süslemelerdir . Bunların dış yüzeylerinde tezyinat olarak mor ve yeşil renkli firuze çiniler kullanılmıştır . Gerek savaşlar , gerekse tahribat yüzünden bu gün bu çinilerden eser kalmamıştır .

Bayburt Kalesi , Dede Korkut hikayelerinden "Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek Boyunu Beyan Eder" adını taşıyan hikayede Beyrek (Bey Böyrek veya Bamsı Böyrek)'in fethedip ün kazanmak için yola çıktığı kaledir .

2- SARUHAN KALESİ :

İlimiz merkezine 35 km. mesafede bulunan Saruhan köyündeki kalenin gözetleme amacıyla yapıldığı tahmin edilmektedir . Trabzon'da bulunan Pontus İmparatoru Mithridates savunma amacı ile Gümüşhane , Bayburt , Kelkit ve Erzincan 75 adet kale yaptırdığı tarihi kayıtlarda mevcuttur . Bu kalenin onlardan biri olduğu sanılmaktadır . Kalede tarihi aydınlatacak herhangi bir kitabe mevcut değildir .

Bu kalelerden başka , Saruhan kalesi gibi savunma ve gözetleme amacı ile kurulan ancak günümüzde , harabe durumunda olan Demirözü ilçesine bağlı ve ilimiz merkezine 40 km. mesafede Bayrampaşa köyünde bulunan kale kalıntıları , yine ilimiz merkezine 42 km. mesafede bulunan Kitre Köyü kale kalıntıları ve ilimiz merkezine 27 km. mesafede bulunan Çayoryolu (Sünür) köyü kale kalıntıları mevcuttur .

1- ÇARŞI HAMAMI :

İl merkezinde saat kulesi yakınında bulunmaktadır . Kadı Mahmut Çelebi vakfıdır . Bu hamamda diğer hamamlar gibi onarım görmüştür . Ancak diğer hamamlarda olduğu gibi bu hamamda da sıcaklık bölümü orijinal yapısını korumaktadır . Bayburt Hamamları Osmanlı devri hamam mimarisinde tatbik edilen iki tipin erken örneklerini vermektedir .

2- BENT HAMAMI :

Bu hamam , Çoruh Nehri kıyısında kalenin güneydoğu eteğindedir . Akkoyunlulardan Ferahşat Bey'in vakfı olan hamamın kesin yapım tarihi belli değildir . Eğer hamam Ferahşat Bey tarafından yapılmış ise XVI. Yılın ilk çeyreği içinde değerlendirilebilir . Dış yapısı değişen ve onarılan hamamın iç mekanı asıl yapısını korumaktadır. (Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Bayburt'ta dört hamamdan bahsetmekte olup , Ali Şingâh (Şengül) hamamı günümüzde mevcut olmayıp , yakın zamana kadar bir bölümü yıkılmış olan hamamın kalan kısımları da yıkılmıştır.)

3- PAŞAOĞULLARI (KONDOLOTLAR) HAMAMI :

Tuzcuzade mahallesinde bulunan bu hamamın ne zaman yapıldığı bilinmemektedir . Bir çok onarım geçirmiş olup , halen yanında bulunduğu cami ve çeşmeyle birlikte bir külliye şeklinde yapıldığı sanılmaktadır .

BAYBURT ULU CAMİİ :

Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyaseddin Mesut (1282 – 1298) zamanında yaptırıldığı kabul edilen caminin pek çok onarımlar gördüğü bilinmektedir. Son olarak 1967 yılında tümü ile ele alınıp ana plana uygun olarak yaptırılan caminin minaresi , mihrap önü kubbesine geçişi sağlayan mukarnaslı tromplardan bir kaçı ve asıl ibadet alanına açılan iki kapı orijinal yapıdan kalmaktadır . Caminin kuzey doğusunda bulunan minaresinin kaidesinde geçirdiği son büyük onarımı belgeleyen 1850 tarihli kitabe bulunmaktadır . Kare kaideli minarenin sekiz yüzlü pabuçluğunda ve yuvarlak gövdesinde geometrik ve bitki motifli mozaik çiniler Anadolu Selçuklu çinilerinin ilginç özelliklerini sergiler . Ayrıca caminin son cemaat yerinde beş kitabe mevcut olup , bu kitabelerden mihrabın iki yanında yer alanlar Osmanlıca iki ferman metnidir ve kadınların çalışma düzeni ile ilgilidir . Mihrabın hemen üstündeki kitabe Arapça bir kümbet kitabesidir ve 619/1222 tarihlidir . Dış duvar üzerindeki kitabe ise bir medrese kitabesidir , 1293/1820 tarihlidir . Son cemaat yerinin batı duvarındaki kitabe tamamen okunamamıştır .

2- PULUR (GÖKÇEDERE) FERAHŞAT BEY CAMİİ :

Demirözü ilçesine bağlı Pulur (Gökçedere) kasabasında Akkoyunlulardan Korkmaz Beyin oğlu Ferahşat Bey tarafından 1517 M. (923 H.) yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır . Yapı Osmanlı mimarisindeki tek kubbeli cami tipindedir . İki renkli kesme taşlardan özenle yapılmış olan caminin dışardan değişik malzeme kullanımı açısından ilk dikkati çeken yerlerinden birisi tuğladan minaresidir . Ferahşat Bey yapılar topluluğunun cami , medrese , han , hamam , imaret ve konuk evinden oluştuğu bilinmektedir .Günümüzde han , imaret ve konuk evinden hiçbir iz kalmamış olup hamam ise harabe durumdadır .

3- SÜNÜR (ÇAYIRYOLU) KUTLU BEY CAMİİ :

Akkoyunlular'ın kurucusu Turali Bey oğlu Fahrettin Kutlubey tarafından yaptırılan caminin , kapısı üzerindeki kitabeden M.1550 (H.957) yılında onarıldığı anlaşılmaktadır . Caminin minaresi ise M.1676 (H.1087) tarihli bir kitabeye sahiptir . 1548 de İran Şahı Tahmasp ordusu ile bu bölgeye hücum ederek etrafı yağma ettikleri gibi rast geldikleri insanları öldürmüşlerdir , bazı cami ve medreseleri yıkmışlardır . Bu arada Kutlu Bey Camii de tahrip edilmiştir . Cami ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1550 yılında) onarım geçirmiştir .

4- YUKARI HINZEVEREK (ÇATALÇEŞME) CAMİİ :

Demirözü ilçesi Çatalçeşme köyünde bulunan caminin üzerinde kitabe mevcut değildir . Ancak Pulur ve Sünür'e yakın olması ve taşıdığı özellikleri itibariyle birbirine benzemesi caminin bir Akkoyunlu eseri olduğu kabul edilmektedir . Cami değişik zamanlarda onarım görmüştür.

5- YAKUTİYE (YENİ) CAMİİ :

Bu cami Bayburt Cumhuriyet Caddesi üzerinde , eski Yakutiye Medresesinin bulunduğu alan üzerindedir . Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve Bayburt halkının yardımlaşması ile 1913 - 1915 yılları arasında yapılmıştır . Cami ve minaresi tamamen kesme taştan olup , işçiliği taş işleme sanatının güzel örneklerindendir .

6- ZAHİT EFENDİ CAMİİ :

Merkez Zahit Mahallesinde bulunan cami 1514-1515 tarihleri arasında bu gün aynı mahalleye ismi verilen Zahit Efendi tarafından yaptırılmıştır . Birkaç kez onarım gören cami ve minaresi orijinal yapısını muhafaza etmektedir . Evliya Çelebi Bayburt'u ziyaretinde bu camiden bahsetmiştir .

7- PULUR (GÖKÇEDERE) MEDRESESİ :

Pulur Camii avlusunda bulunmakta olan ve L şeklinde tek katlı bir yapıdır. Ferahşat Bey tarafından yaptırıldığı sanılan Medrese daha sonra Akkoyunlu soyundan Süleyman Bey tarafından onarılmıştır . Medresenin 1517 yılında bitirildiği sanılmaktadır . Medresenin girişlerinde Farsça beyitler mevcuttur .

8- BEDESTEN (TAŞHAN) :

Bayburt Bedesteni Ulu cami yakınında ve çarşı içerisindedir . Ne zaman yapıldığı belli değildir . Geçirdiği bir yangından sonra kitabeleri kaybolmuştur . Bu gün depo olarak kullanılan Bedesten üç bölümden meydana gelmektedir . Evliya Çelebi XVII. Yüzyılı başında Bayburt'u ziyaret ettiğinde bu Bedestenden "Gayet , süslü ve zarif" diye bahsetmektedir .

AYDINTEPE YER ALTI ŞEHRİ :

Bayburt'un Aydıntepe ilçesinde yer alan kent , tüf içerisinde , yüzeyden 2-2,5 metre derinde başka yapı malzemesi kullanmadan ana kayaya oyulmuş galeriler , tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır . Yaklaşık bir metre genişliğinde ve 2 ile 2,5 metre yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yana genişlemektedir . (3 x 8 Metre ) Kareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır. Ayrıca gözetleme mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin , galeri odalarını aydınlatmak için duvarlara delik açıldığı gözlenmektedir . Halen kazı çalışmaları devam edilen kent hakkında şu an ileri sürülen iki görüş

Mevcut olup , bunlardan biri ; bu kentin , bölgede daha önce sözü edilen Halde şehrine ait olduğu , Halde'nin "Khalde" olduğu eski ismi Hart (Aydıntepe) olan ilçenin isminin de "Halt" dan geldiği görüşü mevcuttur . Diğer görüşe göre ; Hart'ta bu yer altı kentinden başka Geç Roma Erken Bizans devirleri arasında yer alan bir mezarın ortaya çıkarılması , Hıristiyanlığın henüz yerleşmediği bir devirde bu bölgenin bir sığınak teşkil ettiği , Romalılar tarafından kovulan ilk Hıristiyanların bu bölgeye geldikleri ve sığındıkları , yer altı kentinde bu Erken Hıristiyanlık dönemine ait olabileceğidir .

ÇİMAĞIL MAĞARASI :

İlimiz merkezinde yaklaşık 35 km. uzaklıktaki Aşağı Çımağıl köyünün Taşındibi Mahallesinden sonra yaya olarak yaklaşık bir saatte ulaşılabilmektedir . 600 metre uzunluğunda bulunmaktadır . Mağarada küçük su birikintileri bulunmakta ,Sarkıt-Dikitleri ve doğal yapısıyla gerçekten görülmeye değer manzara oluşturmaktadır. Özellikle bu konularla ilgilenenlere tavsiye edilecek niteliklerdedir

HELVA KÖYÜ BUZ MAĞARASI :

Masat vadisinin güneyinde Helva köyünde yer almaktadır . İl merkezinden 33 km. mesafede hemen köyün yamacında yer alan mağaranın içinde buzdan oluşmuş sarkıt ve dikitleri bulunmaktadır . Köy halkı tarafından değişik zamanlarda soğuk hava deposu olarak kullanılmış olan mağara buz oluşumlarının değişik şekillerini yansıtmaktadır .

1- DEDE KORKUT TÜRBESİ :

İlimizin güney doğusunda merkeze bağlı 39 km. mesafedeki Masat köyünün hemen çıkışında yapılış şekli ve mimari tarzı ile çok eskilere uzanan ve halk arasında Alî Baba diye geçen türbe Alî Baba (Büyük Baba) anlamında kullanılan ve bütün Türk dünyasını yakından ilgilendiren , Dede Korkut'a ait olduğu söylenen türbedir . Türbenin üzerinde eski Türkçe 718 rakamı görülmektedir . Yapılış şekli ve kullanılan malzeme bakımından adı geçen kişiye ait olabilecek karakterdedir . Anıt türbe Orhan Şaik Gökyay'ın 1986 basımı Dede Korkut Hikayeleri Kitabında resimli olarak yer almaktadır .

2- ŞEHİT OSMAN TÜRBELERİ :

Şehrin batısında Şehit Osman Tepesinde bulunan her iki türbenin Saltukoğullarına ait olduğu şeklinde görüşler mevcuttur . Buna göre türbeler Saltuk kumandanlarından Mengüç Gazi'nin kardeşi Osman ve kız kardeşine aittir . Üzerinde bulunan kitabeler çok silik olduğu için okunmamaktadır . Şehrin batısındaki kayalık tepeye adını veren bu türbeler , sarı taştan yapılmış olup taş işleme sanatımızın güzel örneklerindendir .

3- AHMEDİ ZENCAN TÜRBESİ (KÜMBET) :

Halk arasında "Kümbet" diye isimlendirilen bu yapı ilimiz Cumhuriyet İlkokulu karşısındadır . Yapının Ahilerden Ahmet-i Zencaniye ait olduğu bilinmektedir . Ahmet-i Zencani İlhanlı hükümdarı Olcaytu Hüdâbende Han zamanında , Emir Mahmut tarafından yaptırılan Mahmudiye ve Celaleddin Hoca Yakut tarafından yaptırılan Yakutiye Medresesinde çalışmış , ilim ve kültür hareketlerinde şöhret bulmuş bir şahıstır . Yapının H.1200 tarihli onarım kitabesi vardır . Sekiz kenarlı bir poligon durumunda olan kümbetin içinde kare şeklinde bir mezar odası mevcut olup , çatısı piramit şeklinde yapılmıştır . Türbenin 1315-1325 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır .

4- SÜNÜR (ÇAYIRYOLU) KUTLU BEY TÜRBESİ 

Akkoyunlu devletinin kurucularından Turali Bey oğlu Kutlu Bey'e ait olan bu türbe kendisi tarafından yaptırılan caminin 30 M. doğusunda bulunmaktadır. Türbede kendisinin ve ailesinin mezarları bulunmaktadır. Türbenin özellikle Şah Tahmasp'ın bu bölgeye yaptığı tahribatlar nedeni ile bir bölümü yıkılması kitabelerin tahrip oluşu sebebi ile yapılış tarihi hakkında bir bilgi mevcut değildir . Ancak Kutlu Bey'in 1389 yılında öldüğü bilindiğine göre türbenin bu yılda yapıldığı sanılmaktadır . Yine bu türbede bulunan bir başka kitabe 1659/1660 M. (H. 1070) yılında onarım gördüğü sanılmaktadır.

5- YANBAKSI (GÜNEŞLİ) KÜMBETİ :

Halk arasında "Yanbaksı Kümbeti" adı ile anılan bu yapı , İl Merkezi ile Demirözü ilçesi arasında bulunmaktadır . Yapının tarihini aydınlatacak bir kitabesi yoktur . Halk arasında bu kümbetin Otlukbeli savaşında şehit olan Seyyid Kasım adında bir kişiye ait olduğu söylenmektedir . Kümbetin Danişmentliler dönemine ait olabilecek karakter taşıdığı görülmektedir . Sekizgen bir taban üzerine oturmuş ve kesme sarı taşlardan inşa edilmiştir .

6- BEY BÖYREK (BAMSI BEYREK) TÜRBESİ :

Bayburt'un 2 km. doğusunda bulunan Erenli köyünün batısında , şehirden bakıldığında görülen bir tepe üzerindeki yapı Dede Korkut Hikayelerinde geçen en önemli kişilerden biri olan Bey Böyrek'e aittir . Halk arasında ziyaret olarak da bilinen bu mezar ve sonradan ilave edilen dikdörtgen şeklinde bir taş binadan oluşmaktadır .