71 Kırıkkalenin Tarihi Ve Turistik Yerleri
Kırıkkale ( Kırıkkale Hakkında Bilgi , Kırıkkale Tarihi , Kırıkkale Güzel Yerleri )
Kırıkkale Genel Bilgi
İç Anadolu Bölgesi’nde, İl Merkezi olan Kırıkkale, doğusunda Delice, güneyinde Keskin, güneybatısında Bala, batısında Elmadağ, kuzeyinde de Kalecik ve Sulakyurt ilçeleri ile çevrilidir. Kırıkkale, kuzeyindeki Çamlıca, Karakaya ve Kırıkkale tepelerinin ovaya indikleri eğimli bir arazide yer almaktadır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan Koçu Dağı olup en yüksek noktası Yığlıtepe (1.278 m.)’dir. Güney ve güneydoğusundaki Denek Dağ sırası Çoruhözü Vadisinin güneyinde Keskin ile İzzettin Köy arasında uzanmaktadır. Bu dağların en yüksek noktaları Gavur Tepesi (1.742 m.) ile Bozkaya Tepesi (1.577 m.)’dir. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan Küre Dağ’ının en yüksek yeri ise Küre Tepesinde 1.450 m.ye ulaşır. İlin kuzeyini Karagüney Dağları ile Tokuş Dağı (1.306 m.) engebelendirir. İlin orta kesiminde Dinek Dağı (1.744 m.), batısında Küre Dağı (1.552 m.), güneybatısında Karacadağ ve Keskin ile Çelebi ilçeleri arasında Behrek Dağı (1.522 m.) bulunmaktadır. Dinek Dağı silsilesi Keskin ile İzzettin Köyü arasında Çoruhözü vadisinde uzanmaktadır.
En önemli ovası Kırıkkale Ovası olup, kuzeyde Çamlıca ve Karakaya tepelerine, güneyde de Denek Dağı’nın batısına kadar uzanmaktadır. Kuzeydeki tepeler ovaya meyilli bir şekilde inerek birleşir ve il merkezi burada yer almaktadır. Kırıkkale Ovası doğudan batıya, Kızılırmak’ a doğru gittikçe genişler; en geniş yeri Çoruhözü Deresi’nin Kızılırmak’ a yaklaştığı yerdedir. İl sınırları içerisinde, yükseklikleri 1.200-1.600 m. arasında değişen, Küre Dağı’ndaki Hodar, Bedesten, Kamışlı, Sarıkaya; Koçu Dağı’ndaki Koçu, Denek dağlarındaki Gümüşpınar, Pehlivanlı, Suludere, Yeşilkaya, Azgın yaylaları bulunmaktadır.
Kırıkkale, 1, 2, 3 ve 4. derece deprem kuşağı içerisinde, Kırşehir Masifinde yer almaktadır. Bu masifte; granit, homblengranıt, siyenit, monzonit, tonolit, ağlit, pegmatit, granodiyorit, kuvarslı diyorit, bitotit granitler vardır.
Kırıkkale topraklarını Sivas’ın Zara ilçesinin doğusundaki dağlardan kaynaklanan Kızılırmak sulamaktadır. İl topraklarına Çelebi ilçesinden giren ve kuzey yönde akan Kızılırmak, Çankırı-Kırıkkale doğal il sınırını oluşturur. Ayrıca Kızılırmak’ın önemli kollarından Delice Çayı, Yozgat sınırı boyunca bir süre aktıktan sonra, Delice ilçe merkezine yaklaşır. Daha sonra tekrar bu iki ilin sınırı boyunca güneydoğudan il topraklarını terk eder. Bunların dışında Kızılırmak’ın kollarından olan Çoruhözü Deresi, Okun Deresi, Balaban Çayı, Sarılıöz Çayı, Ahılı Deresi, Kuruçay Deresi ve Yeni Çıkan Deresi de ilin diğer akarsularıdır. Kırıkkale ilinde doğal göl bulunmamaktadır. Kapulukaya Baraj Göleti yapay bir göl olup, ilin en büyük gölüdür. Ayrıca sulama amaçlı Ahılı’da Çipi Göleti bulunmaktadır. Ankara’ya uzaklığı 76 km.dir. İlin yüzölçümü 4.630 km2 olup, toplam nüfusu 383.508’dir.
İlin bitki örtüsü step görünümündedir. Kuzeyde Koçubaba, Güneyde Denek Dağı’nda bodur meşelerinden ve kısmen de ardıçtan oluşan ormanlık alanlar bulunur. İl topraklarında; Yavşan otu, susam, karanfil, papatya, haçlıçiçek, pelin, karadiken, sığır kuyruğu, sütleğen, çağ çiçeği, keven, üzerlik otu, nane, böğürtlen, ısırgan, hatmi, meyan otu, çöven otu, kuşburnu, madımak, ebe gömeci, hardal ve kekik kendiliğinden yetişen belli başlı bitkilerdir.
Kırıkkale ili ılıman iklim kuşağında yer almaktadır. Ancak bulunduğu alanın denizden uzak oluşu, günlük sıcaklık farkının bozkır olmasından dolayı değişmelere uğraması gibi nedenlerle Karasal İklim hakim olup, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayie dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, arpa, buğday, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye, Aşçiçeği, şeker pancarı, karpuz, kavun, üzümdür. Hayvancılıkta sığır, koyun, kıl keçisi, tiftik keçisi besiciliği, tavukçuluk ve arıcılık yapılmaktadır. Hayvancılığa bağlı olarak süt ve süt ürünleri, et, bal, tiftik, yapağı, deri ve yumurta üretilmektedir. Ayrıca ilde el sanatları ile halı ve kilim dokumacılığı çok yaygındır. Ancak günümüzde sosyal ve ekonomik gelişme sonucunda bu gelenek unutulmaya yüz tutmuştur. Karakeçili, Keskin, Balışeyh, Sulakyurt ilçelerinde eski dokuma tezgahları olmakla birlikte pek kullanılmamaktadır.
Kırıkkale’de Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (M.K.E.K.), Mühimmat Fabrikası, Silah ve Tüfek Fabrikası, Çelik Fabrikası, Pirinç Fabrikası, çelik Çekme Boru Fabrikası, Elektrik Makineleri Fabrikası, TÜPRAŞ Rafinerisi, İlin ekonomik yapısına canlılık kazandırmaktadır. Ayrıca il topraklarında manganez yatakları bulunmaktadır.
Kırıkkale, ismini 3.km. kuzeyindeki Kırıkköyü ile il merkezindeki Kaletepe’nin kısaltılarak birleştirilmesinden almıştır. Bu isim, Osmanlı arşiv belgelerinde Kırıkkal olarak geçmiştir.
Yörenin çok eski bir tarihi vardır. Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı, yapılan araştırma ve incelemeler yöredeki ilk yerleşimin Kalkolitik Çağa kadar indiğini göstermektedir. Kırıkkale il merkezi ve ona bağlı ilçe ve köyleri kapsayan Japonların 1990-91 yılları arasında yaptıkları yüzey araştırmalarında 21 höyük ve yerleşim yeri saptanmıştır. Bu merkezlerden toplanan seramik örneklerinin değerlendirilmesi sonucunda bölgenin Kızılırmak kavsi dışında kalan alanda Neolitik Çağ, Kızılırmak kavsi içinde kalan alanda da Kalkolitik Çağ buluntuları ile karşılaşılmıştır. Onların ardından Eski Tunç Çağı, Assur Ticaret Kolonileri Çağı, Hitit İmparatorluk Çağı, Frig ve Hellenistik-Roma Çağları ile Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntı ve buluntular ortaya çıkmış ve yörenin Eski Çağlardan günümüze kadar uzun bir zaman süreci içerisinde yerleşime sahne olduğunu göstermiştir.
Keskin ilçesi Cinali köyünün 2 km. kuzeybatısında yer alan 8 m. yüksekliğindeki Sulucatepe’den ve Kırıkkale ili merkez ilçe sınırları içinde kalan Kuzeren köyünün 3.5 km güneybatısında yer alan 8.5 m. yüksekliğindeki Kuzeren höyüğünden derlenen çanak çömlek parçaları Kalkolitik Döneme (MÖ.5000-3000) tarihlendirilmiştir.
Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında Eski Tunç Çağı’na ait kalıntılarla karşılaşılmıştır. Bu kalıntılar Delice ilçesi Yeniyapan Köyü, Efendi Köyü, Kavurgalı Köyü, Cinali Köyü, Kıyıhalil İnceli Köyü’ndeki tepe ve dere yataklarında bulunmuştur.
Kırıkkale ili Delice ilçesi, Çongar Köyü Kültepe höyüğünden, Keskin ilçesi Efendi Köyünün Alibaz höyüğünden aynı ilçenin Kavurgulı köyü höyüğünden, Armutlu höyüğünden, Balışeyh ilçesinin öz höyüğünden ve merkez ilçeye bağlı Çatal Söğüt höyüğünde bulunan keramikler Orta Tunç Çağı (MÖ. 2000- 1400) Asur Ticaret kolonileri ve Erken Hitit Dönemine tarihlendirilmiştir. Aynı yerleşim alanlarında Hitit İmparatorluk Dönemi ve Demir Çağı’na ait buluntularla karşılaşılması yörenin Kalkolitik Çağdan itibaren sürekli bir yerleşim gördüğüne işaret etmektedir.
MÖ. 1200’lerin başında Frigler Troia Savaşı sırasında boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelmiş, MÖ.VIII.yüzyılın ikinci yarısında Polatlı yakınlarında Gordion’da Frig devletini kurmuşlardır. Nitekim Büyükkaletepe höyüğünde ele geçen geyik motifleriyle Frig keramikleri yörenin önemli bir Frig yerleşim birimi olduğunu ortaya koymuştur.
Antik Çağda Galatia bölgesi içerisinde yer alan Kırıkkale’nin bulunduğu yere Eccopriga isminde bir kent bulunuyordu. Bu kentin bugünkü Kırıkkale ile Delice arasında kurulduğu sanılmaktadır. Galatlar bu yöreye uzun süre hakim olmuşlardır. MÖ.189’da Romalı komutan Manlius Vulso bu bölgeye gelerek Galatları yenmiş ve Pergamon Krallığına bağlamıştır. MÖ.168’de Pergamon Krallığı ile savaşan Galatlar bölgeyi yeniden egemenlikleri altına almıştır. MÖ.25’te Galatia denilen bu bölge bir Roma eyaleti olmuş, ekonomik ve askeri açıdan da önemli bir merkez konumuna gelmiştir. Bizans döneminde Ankara’nın imparatorluk ordularının konaklama ve ikmal yeri olmasıyla önemi sürmüştür. Bu dönem, VII.yüzyılın başlarında Sasanilerin, IX.yüzyılın başlarında Arapların saldırısına uğramıştır. Bizans’ın doğu ile ticareti arttıkça da Ankara bölgesi önem kazanmıştır.
Roma ve Bizans dönemlerine ait çanak-çömlek parçaları, Kızılırmak yatağında yer alan düz yerleşim yerlerinde, Kırıkkale’den güneye doğru uzanan bölgelerdeki höyüklerde çok sayıda bulunmuştur. Roma ve Bizans dönemlerinde Anadolu’da yeni yerleşim yerlerinin kurulduğu bilinmektedir. Bu bakımdan Kırıkkale çevresinde Roma ve Bizanslılar hakimiyet kurmuşlardır. Bu dönemlere ait buluntular Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Malazgirt Savaşı’ndan sonra 1071’de Ankara yöresi Selçukluların eline geçmiştir. Doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve topluluklarının Anadolu’da yerleştikleri bilinmektedir. Bunlardan “Oğuz, Oğuzhan” adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o dönemdeki adı ile “Kırıkkal”a yerleştirildikleri de tarihi belgelerden öğrenilmektedir. 1101 ve 1102 yıllarında burası haçlı seferleri sırasında zarar görmüş, 1127’de yeniden Selçuklular tarafından ele geçirilmiştir.Daha sonraki yıllarda Danişmend hükümdarı Emir Gazi ile oğlu Mehmet Gazi, onların ölümünden sonra da Sultan I.Mesut buraya hakim olmuştur. Sultan Kılıçarslan II, devletini on bir oğlu arasında bölüştürünce Ankara da Muhiddin Mesut’un payına düşmüştür. Alaeddin Keykubat I zamanında (1219-1237) Ankara en parlak devrelerinden birisini yaşamıştır. Moğol saldırılarından sonra bölge bir süre Eretnalıların elinde kalmıştır. Orhan Gazi devrinde (1354) Ankara Süleyman Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Anadolu 1402 yılında Timur’un saldırısına uğramıştır. 1402’de Yıldırım Beyazid ve Timur arasındaki Ankara Savaşında şehir kısa bir süre Moğol istilasına uğrayan şehir, 1414’de kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Kırıkkale’nin bulunduğu yerde 1920’lerin başlarında 12 evden oluşan Kırık Köyü bulunuyordu. Ayrıca bu köyün kuzeyinde de Kürigin isminde eski bir kale vardı. Kurtuluş Savaşı sırasında burada bir silah onarım atölyesi kurulmuştu. Cumhuriyetin ilanından sonra Ankara’ya bağlı bir ilçe olan Kırıkkale 1989 yılında il konumuna getirilmiştir.
Kırıkkale’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Hopagantepe (Keskin Karaağıl Köyü) Sarımusalı (Keskin-Haliltede Köyü) Höyüktepe (Keskin-Çifteli Köyü) Yaşçayır (Keskin-Ceritköy), Aşar (Merkez-Hacılar), Çatalsöğüt (Merkez-Hacılar) Höyük (Sulakyurt-Dağhalilinceli) Kuzeren (Merkez-Kuzeren) Höyükleri, Bahşılı’da Balişeyh Yukarı Camisi (XVI.yüzyıl), Hasan Dede Köyü’nde Hasan Dede ve Camisi (1605), Koçubaba Köyü’nde Koçubaba Cami ve Türbesi (XV.yüzyıl), Küçükavşar Köyü’nde Seyyit Şeyh Mustafa Karababa Türbesi (1646), Keskin’de Çarşı Camisi (1871), Haydar Sultan Cami ve Türbesi, Çeşnigir Köprüsü, Sulakyurt’ta Küçük Şamil Camisi, Şeyh Sadrettin Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca Kırıkkale’de Osmanlı dönemine ait evler ve konaklar bulunmaktadır. Köylerinde de eski Türk evleri iyi bir durumda günümüze ulaşmıştır. Bunların başında da Beyobası Pehlivanlı Konağı gelmektedir. Karababa Mesire Yeri (Koçubaba), Deliklitaş Orman İçi (Balışeyh) Mevki de ilin mesire ve dinlenme yerlerinden başlıcalarıdır.